اَلْقَهْرُ [el-ḵahr] (ḵâf’ın fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Bir kimseye galebe eylemek maʹnâsınadır ki bi-tarîki’t-tezlîl ahz eylemekten ʹibârettir; yukâlu: قَهَرَهُ قَهْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا غَلَبَهُ Ve
قَهْرٌ [Ḵahr] Bir mevziʹ adıdır.
اَلْإِقْهَارُ [el-iḵhâr] (hemzenin kesri ve ḵâf’ın sükûnuyla) Makhûr bulmak; yukâlu: أَقْهَرْتُهُ إِذَا وَجَدْتَهُ مَقْهُورًا Ve
قَهْرٌ [ḵahr] Âteş ete te΄sîr etmeğe de derler; yukâlu: قُهِرَ اللَّحْمُ عَلَى الْبِنَاءِ لِلْمَجْهُولِ إِذَا أَخَذَتْهُ النَّارُ وَسَالَ مَاؤُهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı