mekâ ~ مَكَا

Vankulu Lugatı - مكا maddesi

اَلتَّمَكِّي [et-temekkî] (fethateynle ve ḵâf’ın kesri ve teşdîdiyle) At gözin dizine sürüp kaşımak; yukâlu: تَمَكَّى الْفَرَسُ إِذَا حَكَّ عَيْنَهُ بِرُكْبَتِهِ Ve gâh olur مُتَمَكِّي [mutemekkî] مُتَوَضِّئٌ [mutevaḋḋi΄] maʹnâsına da gelir,nitekim şâʹirin şiʹrinde “كَالْمُتَمَكِّي بِدَمِ الْقَتِيلِ” vâkiʹ olmuştur, “كَالْمُتَوَضِّئِ وَالْمُتَمَسِّحِ” maʹnâsına. Ve

مَكَا [mekâ] El ʹamelden berkiyip nâsûr eti bağlamağa dahi derler; yukâlu: مَكِيَتْ يَدُهُ مِنَ الْعَمَلِ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا مَجِلَتْ مِنَ الْعَمَلِ Ve مَجَلٌ [mecel] cîm’le el işten berkimeğe derler, Yaʹḵûb eyitti: Ben bunu Kilâbî’den istiʹmâʹ ettim.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı