اَلتَّبَلُّلُ [et-tebellul] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Bu dahi ıslanmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَبَلَّلَ الشَّيْءُ إِذَا تَنَدَّى Ve
إِبْتِلَالٌ [ibtilâl] ve
تَبَلُّلٌ [tebellul] Hasta ifâkat bulup gereği gibi ten-dürüst olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: إِبْتَلَّ مِنْ مَرَضِهِ وَتَبَلَّلَ إِذَا حَسُنَتْ حَالُهُ بَعْدَ الْهُزَالِ Ve
تَبَلُّلٌ [tebellul] Arslan haykırarak pençesiyle yere vurup taşını toprağını tozutmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَبَلَّلَ الْأَسَدُ إِذَا أَثَارَ بِمَخَالِبِهِ الْأَرْضَ وَهُوَ يَزْأَرُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı