اَلْإِبْرَاقُ [el-ibrâḵ] (hemzenin kesriyle) Berk erişmek; yukâlu: أَبْرَقَ الْقَوْمُ إِذَا أَصَابَهُمُ الْبَرْقُ Ve baʹzılar إِبْرَاقٌ [ibrâḵ] بَرْقٌ [berḵ] sâhibi olmak maʹnâsınadır dedi, أَبْرَقَتِ السَّمَاءُ gibi, nitekim bâb-ı dâl’da أَرْعَدَ tefsîrinde mürûr etmiştir. Ve
إِبْرَاقٌ [ibrâḵ] Bir kimse kılıcın yaldıratmağa dahi derler; yukâlu: أَبْرَقَ الرَّجُلُ إِذَا لَمَعَ سَيْفُهُ Ve
إِبْرَاقٌ [ibrâḵ] Nâka kendiyi yüklü gösterip yüklü olmamağa dahi derler; yukâlu: أَبْرَقَتِ النَّاقَةُ إِذَا شَالَتْ بِذَنَبِهَا أَيْ رَفَعَتْ وَتَلَقَّحَتْ وَلَمْ تَلْقَحْ Ve
إِبْرَاقٌ [ibrâḵ] Suyun üzerine zeyt yağı dökmeğe dahi derler; yukâlu: أَبْرَقُوا الْمَاءَ بِزَيْتٍ إِذَا صَبُّوا عَلَيْهِ زَيْتًا قَلِيلًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı