اَلْإِثْبِجْرَارُ [el-išamp;bicrâr] (إِطْمِينَانٌ [iṯmînân] vezninde) Bir nesneden havf eylemekle geri durup ondan fârig olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِثْبَجَرَّ الرَّجُلُ عَنْهُ إِذَا ارْتَدَعَ مِنْ فَزَعٍVanḵulu titremek ile terceme eylemekle zâhiren nüshası إِرْتَعَدَ olmağa mahmûldür. Ve
إِثْبِجْرَارٌ [išamp;bicrâr] Medhûş ve mütehayyir olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِثْبَجَرَّ الرَّجُلُ إِذَا تَحَيَّرَ Ve ürküp kaçmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِثْبَجَرَّ الْحِمَارُ إِذَا نَفَرَ وَجَفَلَ Ve bir adam hazm ve rüşd ve tedbîr cihetinde zaʹîf ve kâsır olmakla re΄y-i dürüstle bir mâddeyi fasl ve katʹa bî-kudret olmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِثْبَجَرَّ الرَّجُلُ إِذَا ضَعُفَ عَنِ الْأَمْرِ وَلَمْ يَصْرِمْهُ Ve bir adam arkası üzere dönmek maʹnâsınadır, gerek ʹazîmet ve gerek vukûf hâlinde olsun; yukâlu: إِثْبَجَرَّ الرَّجُلُ إِذَا رَجَعَ عَلَى ظَهْرِهِ Ve bir semte giderken gitmeyip geri dönmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِثْبَجَرَّ الْقَوْمُ فِي مَسِيرٍ إِذَا تَرَادُّوا أَيْ تَرَاجَعُوا Ve akmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِثْبَجَرَّ الْمَاءُ إِذَا سَالَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı