el-meşhûm ~ اَلْمَشْهُومُ

Kamus-ı Muhit - المشهوم maddesi

اَلشَّهْمُ [eş-şehm] (سَهْمٌ [sehm] vezninde) ve

اَلْمَشْهُومُ [el-meşhûm] (mîm’in fethiyle) Pek zîrek ve zekiyyü’l-fu΄âd, tîz-fehm ve âteşîn-zihn ve çîre-mizâc adama denir; cemʹi شِهَامٌ [şihâm] gelir; yukâlu: رَجُلٌ شَهْمٌ وَمَشْهُومٌ أَيْ ذَكِيُّ الْفُؤَادِ مُتَوَقِّدٌ Ve cünbüşlü neşâtlı cüst ve tüvânâ ata ıtlâk olunur; yukâlu: فَرَسٌ شَهْمٌ أَيْ سَرِيعٌ نَشِيطٌ قَوِيٌّ Ve evâmir ve ahkâmı nâfiz, mesmûʹu’l-kelâm seyyid ve serkâra vasf olur; bunun cemʹi شُهُومٌ [şuhûm]dur; yukâlu: هُوَ شَهْمٌ أَيْ سَيِّدٌ نَافِذُ الْحُكْمِ Ve şol taşa denir ki arslan saydı için yaptıkları kulübenin kapısı üzere vazʹ olunur, arslan içeri girip tuʹmeye yapıştıkta zenberekli musannaʹ olmakla hemân düşüp kapıyı sedd eder ve ona mühmele ile سَهْمٌ [sehm] dahi denir. Ve Şehm b. Murre, Muḩârib kabîlesinden bir şâʹirdir. Ve Şehm b. Miḵdâm, Ševrî şeyhidir. Ve Şehm b. ʹAbdullâh ve Seleme b. Şehm muhaddislerdir. Ve Ebû Şehm Yezîd b. Ebî Şeybe sahâbedir. Ve

شَهْمٌ [şehm] Masdar olur, ata zecr ve âzâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَهَمَ الْفَرَسَ شَهْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا زَجَرَهُ Ve

شَهْمٌ [şehm] ve

شُهُومٌ [şuhûm] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Bir adamı korkutmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَهَمَ فُلَانًا شَهْمًا وَشُهُومًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ وَالْأَوَّلِ إِذَا أَفْزَعَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı