Ḩarretu’l-Cefl ~ حَرَّةُالْجَفْلِ

Kamus-ı Muhit - حرةالجفل maddesi

اَلْحَرَّةُ [el-ḩarret] (ḩâ’nın fethiyle) Kara taşlığa denir ki zikr olundu. Ve bedende çıkan hurde hurde sivilceye denir. Ve mûlim ve mûciʹ işkence ve ʹazâba denir. Ve zulmet-i kesîreye denir. Ve bir mevziʹ ismidir ki Ḩuneyn vakʹası onda vâkiʹ oldu. Ve Tebûk türâbında bir mevziʹ adıdır. Ve Taḵde türâbında bir mevziʹ adıdır. Ve Medîne ile ʹAḵîḵ beyninde bir mevziʹ adıdır. Ve Medîne’nin kıble cânibinde bir mevziʹdir. Ve ʹAbs ve Fezâre ve Beni’l-Ḵayn kabîleleri bilâdında. Ve Dahnâ΄ nâm mahalde birer mevziʹ adlarıdır. Ve Ḩicâz’ın yukarı semtinde bir mevziʹdir. Ve Feyd kurbünde ve Ṯayyi΄ kabîlesi cibâlinde ve arz-ı Bâriḵ’te ve Necd bilâdında Ḋariyye kurbünde birer mevziʹdir. Ve Benû Murre yurdunda bir mevziʹdir. Ve Ḣayber kurbünde bir mevziʹ adıdır ki حَرَّةُ النَّارِ [Ḩarretu’n-Nâr] dedikleridir. Ve zâhir-i Medîne’de taht-ı Vâḵim’de bir mevziʹdir ki ona sânî-i Emeviyye olan Yezîd-i pelîd ʹaleyhi mâ-yestaḩiḵḵu vaktinde bir vakʹa olmuştur. Vakʹa-i Ḩarre maʹrûftur. Mesfûr tarafından nehb-i Medîne istîsâl-i ashâb için Mesleme b. ʹUḵbe varıp hasâret-i küllîye cesâret eylemiştir. Ve

حَرَّةُ [Ḩarret] Yemen tarîkinde Bureyk nâm mahalde bir mevziʹ adıdır. Ve

حَرَّةُغَلاَّسٍ [Ḩarretu Ġallâs] (كَتَّانٌ [kettân] vezninde) ve

حَرَّةُلُبْنٍ [Ḩarretu Lubn] (lâm’ın zammıyla نُفْلٌ [nufl] vezninde) ve

حَرَّةُلَفْلَفٍ [Ḩarretu Leflef] (غَبْغَبٌ [ġabġab] vezninde) ve

حَرَّةُشُورانَ [Ḩarretu Şûrân] (عُثْمَانُ [ʹušamp;mân] vezninde) ve

حَرَّةُالْحِمَارَةِ [Ḩarretu’l-Ḩimâret] (ḩâ’nın kesriyle) ve

حَرَّةُالْجَفْلِ [Ḩarretu’l-Cefl] (نَفْلٌ [nefl] vezninde) ve

حَرَّةُمِيطَانَ [Ḩarretu Mîṯân] (mîm’in kesriyle) ve

حَرَّةُمَعْشَرٍ [Ḩarretu Maʹşer] ve

حَرَّةُلَيْلَى [Ḩarretu Leylâ] ve

حَرَّةُعَبَّادٍ [Ḩarretu ʹAbbâd] (كَتَّانٌ [kettân] vezninde) ve

حَرَّةُالرَّجْلاَءِ [Ḩarretu’r-Reclâ΄] ve

حَرَّةُقَمْأَةَ [Ḩarretu Ḵam΄ete] Medîne’de birer mevziʹlerdir. Ve

حَرَّةٌ [ḩarret] Masdar olur, susamak maʹnâsına; yukâlu: حَرَّ الرَّجُلُ حَرَّةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا عَطِشَ ve yukâlu: رَمَاهُ اللهُ بِالْحِرَّةِ تَحْتَ الْقِرَّةِ Yaʹnî “Hak taʹâlâ onu pek bârid günde üşüttükten sonra ʹataş derdine uğratsın.” Zîrâ yevm-i bâridde susuzluk pek eşedd olur. Burada حِرَّةٌ [ḩirret] ḩâ’nın kesriyle telaffuz olunur, قِرَّةٌ [ḵirret] lafzına müşâkele ve izdivâc için.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı