Serâb ~ سَرَابُ

Kamus-ı Muhit - سراب maddesi

Mütercim der ki سَرَابٌ [serâb] vech-i mezkûr üzere nısf-ı nehâr vaktinde su gibi yere mülâsık görünür. Ve آلٌ [âl] taraf-ı nehârda ki gerek sabâh ve gerek baʹde’z-zevâl olsun yerden mürtefiʹ ve gûyâ ki beyne’l-arz ve’s-semâ΄ lemeʹân eder şeklinde görünen pusarıktır. İntehâ. Ve

سَرَابُ [Serâb] lafzı maʹrife olarak ve

سَرَابِ [Serâbi] (قَطَامِ [ḵaṯâmi] vezninde) Besûs nâm ʹavretin nâkası ismidir. “أَشْأَمُ مِنْ سَرَابِ” meseli ondandır bâ’nın nasbı ve kesr üzere binâsıyla. İcmâl-i mesel budur ki mezbûrenin nâka-i mezkûresi bir gün müteʹayyinân-ı Aʹrâbdan Kuleyb nâm kimsenin korusuna duhûl ve onda îvâ eden bir toygar kuşunun yumurtasını pâymâl eylemekle Kuleyb gayret-i câhiliyye ile benim zîr-i civârımda olan kuşun yumurtasını böylece şikest eylemek bana nâmûstur diye ok ile nâkanın memesinden vurup helâk eyledi. Besûs-ı mezbûrenin yeğeni Cassâs nâm kimse dahi vurup Kuleyb’i helâk eylemekle iki tarafın kabîleleri birbiriyle cenge kıyâm edip miyânelerinde âteş-i harb ü kıtâl kırk sene müddet iştiʹâl bulmuştur. Binâ΄enaleyh nâka-i mersûme şe΄âmet husûsunda mesel olmuştur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı