اَلْحَمَقُ [el-ḩamaḵ] (fethateynle) Fercden hurûc eden ak nesneye denir ki mezy şeklinde olur.
اَلْحَمِقُ [el-ḩamiḵ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Vech-i mezkûr üzere bâb-ı râbiʹden vasftır, oğuz adama denir. Ve hafîfü’l-lihye yaʹnî sakalı pek seyrek adama denir. Ve ʹAmr b. el-Ḩamiḵ ashâbdandır.
اَلْحُمْقُ [el-ḩumḵ] (ḩâ’nın zammıyla) ve
اَلْحُمُقُ [el-ḩumuḵ] (zammeteynle) ve
اَلْحَمَاقَةُ [el-ḩamâḵat] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) Bir kimsenin ʹaklı az olmak maʹnâsınadır ki oğuz olma ve bön olmak taʹbîr olunur; yukâlu: حَمُقَ الرَّجُلُ وَحَمِقَ حُمْقًا وَحُمُقًا وَحَمَاقَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ وَالرَّابِعِ إِذَا كَانَ قَلِيلَ الْعَقْلِ Ve pazar kâsid olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: حَمُقَتِ السُّوقُ حَمَاقَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ إِذَا كَسَدَتْ Şârihin beyânına göre حَمَاقَةٌ [ḩamâḵat] ism dahi olur; yukâlu: فِيهِ حَمَاقَةٌ أَيْ قِلَّةُ عَقْلٍ
اَلْأَحْمَقُ [el-aḩmaḵ] (hemzenin ve mîm’in fethiyle) ve
اَلْحَمِقُ [el-ḩamiḵ] (ḩâ’nın fethi ve mîm’in kesriyle) Sıfat-ı mezbûre üzere olan kimse. Kâle Yezîd b. el-Ḩakem ešamp;-Šaḵafî: “قَدْ يُقْتِرُ الْحُوَلُ التَّقِيُّ || وَيُكْثِرُ الْحَمِقُ الْأَثِيمُ” Yaʹnî “Gâh olur sâlih olup ehl-i hîle olan fakîr olur ve günâh-kâr olup bî-hîle olan ganî olur.” Ve
حَمِقٌ [Ḩamiḵ] Bir kimsenin ismidir ki o ʹAmr b. Ḣuzâʹî’nin babasıdır.
اَلْحُمْقُ [el-ḩumḵ] (ḩâ’nın zammı ve mîm’in sükûnuyla) ve
اَلْحُمُقُ [el-ḩumuḵ] (zammeteynle) ʹAkl eksik olmak. Ve
حُمْقٌ [ḩumḵ] (mîm’in sükûnuyla) أَحْمَقُ [aḩmaḵ]ın ve حَمْقَاءُ [ḩamḵâ΄]ın cemʹi dahi gelir; yukâlu: قَوْمٌ وَنِسْوَةٌ حُمْقٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı