اَلضِّيقُ [eḋ-ḋîḵ] (ḋâd’ın kesri ve fethiyle) Dar olmak maʹnâsınadır; yukâlu: ضَاقَ الشَّيْءُ يَضِيقُ ضِيقًا وَضَيْقًا ضِدُّ اتَّسَعَ Ve bundan ism ḋâd’ın kesriyledir ki darlık demektir. Ve
ضَيْقٌ [ḋayḵ] ضَيِّقٌ [ḋayyiḵ] lafzının muhaffefi olur مَيْتٌ [meyt] ve مَيِّتٌ [meyyit] gibi, dar nesneye denir. Ve derûnda olan şekk ve gümâna ıtlâk olunur; ḋâd’ın kesriyle de lügattır. Ve kalbe darlık veren nesneye ıtlâk olunur, gam ve fikr ve telâş ve fakr u fâka gibi; yukâlu: فِي قَلْبِي ضَيْقٌ أَيْ شَكٌّ وَفِي صَدْرِهِ ضَيْقٌ أَيْ مَا ضَاقَ عَنْهُ الصَّدْرُ Ve
ضَيْقٌ [Ḋayḵ] Yemâme’de bir karye adıdır. Ve bahîl olmak maʹnâsına masdar olur; yukâlu: ضَاقَ الرَّجُلُ إِذَا بَخِلَ Ve
ضِيقٌ [ḋîḵ] (ḋâd’ın kesriyle) Vüsʹat ve ضِيقٌ [dîḵ] şânından olan nesneye mahsûstur, dâr ve hücre gibi, pes fakr ve buhl ve gam makûlesinde istiʹmâl olunmaz. Baʹzılar ʹindinde ḋâd’ın fethi ve kesriyle berâberdir, yaʹnî ʹumûm üzere müstaʹmeldir; yukâlu: فِي الدَّارِ ضِيقٌ بِالْكَسْرِ فَقَطْ أَوْ يُقَالُ فِيهَا ضِيقٌ وَضَيْقٌ بِالْكَسْرِ وَالْفَتْحِ
اَلضَّيْقُ [eḋ-ḋayḵ] (ḋâd’ın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Dar olmak. Ve
ضَيْقٌ [ḋayḵ] ضَيِّقٌ [ḋayyiḵ]in tahfîfi olmakla dar olucu maʹnâsına da gelir مَيْتٌ [meyt]le مَيِّتٌ [meyyit] gibi. Ve
ضَيْقٌ [ḋayḵ] ضَيْقَةٌ [ḋayḵat]ın cemʹi dahi gelir, fakr ve sû΄-i hâl maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı