اَلْعَجْرُ [el-ʹacr] (فَجْرٌ [fecr] vezninde) Boyun bükmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَجَرَ عُنُقَهُ عَجْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا ثَنَاهُ Ve
عَجْرٌ [ʹacr] ve
عَجَرَانٌ [ʹacerân] Havftan yâhûd pek ʹacele bir husûstan nâşî sürʹatle mürûr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَجَرَ الرَّجُلُ عَجْرًا وَعَجَرَانًا إِذَا مَرَّ سَرِيعًا مِنْ خَوْفٍ وَنَحْوِهِ Ve eşek kısmı iki ellerini birden kaldırıp ve indirip ve ayaklarını hamur yoğurur gibi gevelemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَجَرَ الْحِمَارَ إِذَا قَمَصَ Ve hamle ve hücûm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَجَرَ عَلَيْهِ بِالسَّيْفِ إِذَا حَمَلَ عَلَيْهِ Ve bir adamı bir nesneden menʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَجَرَ عَلَيْهِ إِذَا حَجَرَ Ve ilhâh ve ibrâm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَجَرَ عَلَى فُلاَنٍ إِذَا أَلَحَّ عَلَيْهِ
عَاجِرٌ [ʹÂcir] ve
عُجَيْرٌ [ʹUceyr] (زُبَيْرٌ [zubeyr] vezninde) ve
عَوْجَرٌ [ʹAvcer] (جَوْهَرٌ [cevher] vezninde) ve
أَعْجَرُ [Aʹcer] (أَحْمَرُ [aḩmer] vezninde) ve
عُجَرُ [ʹUcer] (بُجَرٌ [bucer] vezninde) ve
عُجْرَةُ [ʹUcret] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) Esmâ-i ricâldendir. Ve
عُجْرَةُ [ʹUcret] Bir kabîle pederinin ismidir. Ve Ġanî kabîlesinden Nâfiʹ nâm kimsenin feresi ismidir. Ve ashâbdan Kaʹb hazretlerinin pederi ismidir. Ve
عُجَيْرٌ [ʹUceyr] (زُبَيْرٌ [zubeyr] vezninde) Bir mevziʹ ismidir. Ve Selûl kabîlesinden bir şâʹir adıdır.
اَلْعَجْرُ [el-ʹacr] (ʹayn’ın fethi ve cîm’in sükûnuyla) At kuyruğun gerisine uzatmak seğirtirken ondan sonra sürʹatle seğirtmeğe ıtlâk olundu; yukâlu: مَرَّ الْفَرَسُ يَعْجِرُ عَجْرًا إِذَا مَرَّ مَرًّا سَرِيعًا Ve
عَجْرٌ [ʹacr] Kılıç bağlamağa dahi derler; yukâlu: عَجَرَ عَلَيْهِ السَّيْفَ أَيْ شَدَّ عَلَيْهِ Ve boyun bükmeğe dahi derler; yukâlu: عَجَرَ عُنُقَهُ يَعْجِرُهَا عَجْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي أَيْ ثَنَاهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı