ʹacûl ~ عَجُولٌ

Kamus-ı Muhit - عجول maddesi

اَلْعَجُولُ [el-ʹacûl] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Bi’t-tabʹ ivegen adama denir. Ve veledini yavı kılmış vâlih ve hayrân ʹavrete ve nâkaya denir; cezaʹ ve ıztırâbından beri öte ʹacele ile tereddüd eylediklerinden ıtlâk olundu; cemʹi عُجُلٌ [ʹucul]dür, كُتُبٌ [kutub] vezninde ve عَجَائِلُ [ʹacâ΄il]dir. Ve ölüme ıtlâk olunur; yukâlu: صَرَمَتْهُ الْعَجُولُ أَيِ الْمَنِيَّةُ Mütercim der ki شَعُوبُ [şaʹûb] ve عَبُولُ [ʹabûl] gibi bu dahi gayr-i munsarıftır, vasfiyyet-i asliyye lemhasıyla harf-i taʹrîf dahi dâhil olur. Ve

عَجُولٌ [ʹacûl] Kahvaltı taʹbîr olunan muhtasarî taʹâma denir; tekûlu: أَطْعَمَنَا بِالْعَجُولِ أَيِ اللُّهْنَةِ Ve Mekke’de bir kuyu ismidir ki ʹAbduşems yâhûd Ḵuṡayy hafr eylemiştir.

Vankulu Lugatı - عجول maddesi

اَلْعَجْلَانُ [el-aclân] (ʹayn’ın fethi ve cîm’in sükûnuyla) Bi-maʹnâhu kezâlik. Ve

عَجُولٌ [aʹcûl] Şol deveye dahi derler ki veledin yavı kıla.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı