raḵʹat ~ اَلرَّقْعَةُ

Kamus-ı Muhit - الرقعة maddesi

اَلرَّقْعَةُ [raḵʹat] (râ’nın fethiyle) Ok nişâna dokundukda zahîr olan savtına denir; tekûlu: سَمِعْتُ رَقْعَةَ السَّهْمِ أَيْ صَوْتَهُ حِينَ أَصَابَ الرُّقْعَةَ

اَلرُّقَعَةُ [er-ruḵaʹat] (هُمَزَةٌ [humezet] vezninde) Bir cins şecer-i ʹazîm adıdır ki cevz ağacı kadar ve sâkı çınara ve yaprağı kabak yaprağına ve yemişi incire şebîh olur. Cemʹi رُقَعٌ [ruḵaʹ]dır, صُرَدٌ [ṡurad] vezninde. Buna Türkîde frenk inciri derler. Bir mikdârca me΄kûl olur. Onun bir kısmı dahi vardır ki رُقَعٌ يَمَانِيٌّ derler, sâkı iki zirâʹdan ekser ve semeri varakından nâbit olur.

اَلرُّقْعَةُ [er-ruḵʹat] (ḵâf’la غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) Kâgıd ve deri pâresine denir ki üzerine yazı yazılır; yukâlu: رَقَمَ فِي رُقْعَةٍ وَهُوَ الَّذِي يُكْتَبُ Ve yamaya denir ki yırtık esvâba dikilir; cemʹi رِقَاعٌ [riḵâʹ]dır râ’nın kesriyle. Ve رُقْعَةُ الْجَرَبِ [ruḵʹatu’l-cereb] uyuzluğun evveline ıtlâk olunur ki bedende câ-be-câ yama gibi zuhûr eder; yukâlu: بِالْبَعِيرِ رُقْعَةٌ مِنْ جَرَبٍ وَهِيَ أَوَّلُهُ Ve ok nişânına denir ki tabla ve pota taʹbîr olunur; yukâlu: أَصَابَ السَّهْمُ الرُّقْعَةَ أَيْ قِرْطَاسَ الْغَرَضِ

Vankulu Lugatı - الرقعة maddesi

اَلرُّقْعَةُ [er-ruḵʹat] (râ’nın zammı ve ḵâf’ın sükûnuyla) Kâgıd pâresi ki yazı yazılır. Ve

رُقْعَةٌ [ruḵʹat] Bez pâresine dahi derler ki onunla bir nesne meremmet ederler, yama maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı