ez-zeʹim ~ اَلزَّعِمُ

Kamus-ı Muhit - الزعم maddesi

اَلزَّعِمُ [ez-zeʹim] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Pek yağlı çerb kebâb ve biryâna denir ki çevirirken yağı sapır sapır âteş üzere akar ola; yukâlu: شِوَاءٌ زَعِمٌ أَيْ كَثِيرُ الدَّسَمِ سَرِيعُ السَّيَلَانِ عَلَى النَّارِ

اَلزَّعَمُ [ez-zeʹam] (fethateynle) Tamaʹ maʹnâsınadır; yukâlu: زَعِمَ إِلَيْهِ زَعَمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا طَمَعَ

اَلزُّعْمُ [ez-zuʹm] (zây’ın harekât-ı selâsıyla) Söylemek maʹnâsınadır, hak ve sıdk sözde ve bâtıl ve kizb sözde müstaʹmel olmakla azdâddandır. Ve ekserî mütehakkak olmayıp meşkûk ve müştebih olan mahalde istiʹmâl olunur; yukâlu: زَعَمَ الرَّجُلُ زُعْمًا مُثَلَّثَةً مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا قَالَ قَوْلًا حَقًّا وَكَذَا بَاطِلًا وَكَذِبًا وَأَكْثَرُ مَا يُقَالُ فِيمَا يُشَكُّ فِيهِ Meselâ bir kavlin sıdk ve kizbi müştebih olan yerde قَالَ كَذَا demeyip زَعَمَ كَذَا derler. Şârih der ki onun için زَعَمُوا مَطِيَّةُ الْكَذِبِ derler.

اَلزَّعْمُ [ez-zaʹm] ve

اَلزَّعَامَةُ [ez-zeʹâmet] (zâ’ların fethiyle) Kefîl olma maʹnâsınadır; yukâlu: زَعَمَ بِهِ زَعْمًا وَزَعَامَةً مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا كَفَلَ بِهِ Ve

زَعْمٌ [zaʹm] (zây’ın fethiyle ve zammıyla) Zann ve gümân maʹnâsınadır; tekûlu: زَعَمْتَنِي كَذَا أَيْ ظَنَنْتَنِي Ve hayvânın sütü mukaddemce sıvık ve nâ-hoş iken iyi ve hoş olmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَعَمَ اللَّبَنُ إِذَا أَخَذَ يَطِيبُ

Vankulu Lugatı - الزعم maddesi

اَلزَّعَمُ [ez-zeʹam] (fethateynle) Tamaʹ; yukâlu: زَعِمَ يَزْعَمُ زَعَمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا طَمِعَ

اَلزَّعْمُ [ez-zaʹm] (zâ’nın fethi ve zammı ve kesri ve ʹayn’ın sükûnuyla) Söylemek, kavl maʹnâsına; yukâlu: زَعَمَ فُلَانٌ أَيْ قَالَ Ve

زُعْمٌ [zuʹm] Kefîl olmak maʹnâsına da gelir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı