اَلزَّمَكُ [ez-zemek] (fethateynle) Dargınlığa denir; yukâlu: أَخَذَهُ الزَّمَكُ أَيِ الْغَضَبُ
اَلزَّمْكُ [ez-zemk] (zây’ın fethiyle) Bir adamı bir kimse üzere ölçerip kışkırtmak maʹnâsınadır tâ ki onun hakkında gayz ve gazabı müştedd ola; yukâlu: زَمَكَ فُلَانًا عَلَيْهِ زَمْكًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا حَرَّشَهُ حَتَّى اشْتَدَّ عَلَيْهِ غَضَبُهُ Ve doldurmak maʹnâsınadır; yukâlu: زَمَكَ الْقِرْبَةَ إِذَا مَلَأَهَا
اَلزِّمِكَّى [ez-zimikkâ] (kesreteynle ve kâf’ın teşdîdi ve elifin kasrıyla) ve
اَلزِّمِكُّ [ez-zimikk] (yâ’sız) Kuşun kuyruğu bittiği yere denir, ʹalâ-kavlin bi’l-cümle kuyruğuna yâhûd köküne denir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı