اَلسَّفِتُ [es-sefit] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Bereketsiz taʹâma denir; yukâlu: طَعَامٌ سَفِتٌ أَيْ لاَ بَرَكَةَ فِيهِ
اَلسِّفْتُ [es-sift] زِفْتٌ [zift] vezninde ve mürâdifidir.
اَلسَّفْتُ [es-seft] (sîn’in fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Bir nesneyi çok içip lâkin kanmayıp susuzluğu gitmez olmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَفِتَ الرَّجُلُ سَفْتًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَكْثَرَ مِنَ الشَّرَابِ وَلَمْ يَرْوَ
اَلسَّفْتُ [es-seft] (sîn’in fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Bir nesneyi içip kanmamak; yukâlu: سَفِتَ الشَّرَابَ يَسْفَتُهُ سَفْتًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَكْثَرَ مِنْهُ فَلَمْ يَرْوَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı