اَلصَّنَقُ [eṡ-ṡanaḵ] (fethateynle) Koltuk pek bed ve çirkîn kokmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَنِقَ إِبْطُهُ صَنَقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا ذَفِرَ شَدِيدًا
اَلصُّنُقُ [eṡ-ṡunuḵ] (zammeteynle) أَصِنَّةٌ [eṡinnet] maʹnâsınadır ki صِنٌّ [ṡinn] ve صُنَانٌ [ṡunân] lafzlarınının cemʹidir, koltukların çirkîn râyihasına denir. Zâhiren müfredi صِنَاقٌ [ṡinâḵ]tır.
اَلصَّنِقُ [eṡ-ṡaniḵ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve
اَلصَّانِقُ [eṡ-ṡâniḵ] Cemîʹ-i nüshalarda اَلْمَتِينُ الشَّدِيدُ ʹibâretiyle mersûmdur ki şedîd ve metîn ve müstahkem olan nesne demektir, lâkin muktezâ-yı mâdde üzere اَلْمُنْتِنُ الشَّدِيدُ olmak yaʹnî nûn ve tâ ile مُنْتِنٌ musahhafı olmak zann olunur ki murâd koltuğu pek bed ve çirkîn kokan kimse demek olur, fe’lyunzar. Ve
صَنِقٌ [ṡaniḵ] Cüssesi büyük ve yumru insân ve hayvâna denir; yukâlu: رَجُلٌ صَنِقٌ وَجَمَلٌ صَنِقَةٌ أَيْ ضَخْمٌ كَبِيرٌ Burada hâ΄ mübâlaga içindir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı