eḋ-ḋibḩ ~ اَلضِّبْحُ

Kamus-ı Muhit - الضبح maddesi

اَلضِّبْحُ [eḋ-ḋibḩ] (ḋâd’ın kesriyle) Küle denir, رَمَادٌ [remâd] maʹnâsına.

اَلضَّبْحُ [eḋ-ḋabḩ] (ḋâd’ın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) ve

اَلضُّبَاحُ [eḋ-ḋubâḩ] (ḋâd’ın zammıyla) At kısmı seğirtirken kişnemekten ve okramaktan başka ağızından harıltı ile yâhûd ıh ıh diyerek seslenmek maʹnâsınadır ki o sese harıltı taʹbîr olunur, atın sıkı sıkı nefesinden peydâ olur. ʹAlâ-kavlin ضَبْحٌ [ḋabḩ], تَقْرِيبٌ [taḵrîb] dedikleri seğirtmekten dûn ve sehl olarak seğirtmek maʹnâsınadır ki dörtlemek taʹbîr olunur; yukâlu: ضَبَحَتِ الْخَيْلُ ضَبْحًا وَضُبَاحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا أَسْمَعَتْ مِنْ أَفْوَاهِهَا صَوْتًا لَيْسَ بِصَهِيلٍ وَلاَ حَمْحَمَةٍ أَوْ عَدَتْ دُونَ التَّقْرِيبِ Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَالْعَادِيَاتِ ضَبْحًا﴾ Ve

ضَبْحٌ [ḋabḩ] Âteş bir nesnenin zâhirine te΄sîr ile levnini sehlce tagyîr eylemek maʹnâsınadır ki göyündürmek taʹbîr olunur; yukâlu: ضَبَحَتِ النَّارُ الشَّيْءَ إِذَا غَيَّرَتْهُ وَلَمْ تُبَالِغْ

Vankulu Lugatı - الضبح maddesi

اَلضَّبْحُ [eḋ-ḋabḩ] (ḋâd’ın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Seyr etmek; yukâlu: ضَبَحَتِ الْخَيْلُ ضَبْحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ Bu Ebû ʹUbeyde kavlidir, gayrılar eyitti: تَضْبَحُ [taḋbaḩu] تَنْحَمُ [tenḩamu] maʹnâsınadır. Ve تَنْحَمُ [tenḩamu] nûn’la ve ḩâ-i mühmele ile seğirtirken atın nefesi âvâz vermek maʹnâsınadır. Ve

ضَبْحٌ [ḋabḩ] Küle dahi derler, hâkister maʹnâsına. Ve âteş bir nesneyi tagyîr etmeğe dahi derler; yukâlu: ضَبَحَتْهُ النَّارُ أَيْ غَيَّرَتْهُ وَلَمْ تُبَالِغْ فِيهِ Yaʹnî fi’l-cümle tagyîr eylese.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı