eḋ-ḋabir ~ اَلضَّبِرُ

Kamus-ı Muhit - الضبر maddesi

اَلضَّبِرُ [eḋ-ḋabir] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Bu dahi yaban cevzinin şecerine denir.

اَلضِّبْرُ [eḋ-ḋibr] (ḋâd’ın kesriyle) Koltuğa denir, إِبْطٌ [ibṯ] maʹnâsına.

اَلضِّبِرُّ [eḋ-ḋibirr] (طِمِرٌّ [ṯimirr] vezninde) Pek sıçragan ata denir; yukâlu: فَرَسٌ ضِبِرٌّ أَيْ وَثَّابٌ

Vankulu Lugatı - الضبر maddesi

اَلضِّبِرُّ [eḋ-ḋibirr] (ḋâd’ın ve bâ’nın kesriyle ve râ’nın teşdîdiyle) Sıçrayıcı çâbük at demek olur,طِمِرٌّ [ṯimirr] vezni üzere.Ve طِمِرٌّ [ṯimirr] dahi ṯâ-i mühmele ile zikr olunan maʹnâyadır.

اَلضَّبْرُ [eḋ-ḋabr] (ḋâd’ın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Yaban cevzi ki ziyâde berk olur. Ve bu yaban narına ıtlâk olunmaz ki ضَبْرٌ [ḋabr] demezler, مَظٌّ [mażż] derler żâ-i muʹceme ile. Ve sâhib-i Ṡurâḩ’ın bu makâmda ضَبْرٌ [ḋabr] “çâr-magz ve enâr-ı deşti” dediği kelâm-ı Cevherî’ye muhâlif olduğu hafî değildir. Ve

ضَبْرٌ [ḋabr] Gâzîler cemâʹatine dahi ıtlâk olunur. Ve

ضَبْرٌ [ḋabr] Bir nesnenin üzerine kaya dizmeğe dahi derler; yukâlu: ضَبَرَ عَلَيْهِ الصَّخْرَ يَضْبِرُهُ أَيْ نَضَدَهُ Ve kâgıdı bir yere cemʹ edip bağlamağa dahi derler; yukâlu: ضَبَرْتُ الْكُتُبَ أَضْبِرُهَا ضَبْرًا إِذَا جَعَلْتَهَا إِضْبَارَةًİbnu’s-Sikkît’ten böyle rivâyet olunmuştur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı