اَلطَّمْحُ [eṯ-ṯamḩ] (لَمْحٌ [lemḩ] vezninde) ve
اَلطِّمَاحُ [eṯ-ṯimâḩ] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) ve
اَلطُّمُوحُ [eṯ-ṯumûḩ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Bir nesneye göz dike bakmak maʹnâsınadır; yukâlu: طَمَحَ بَصَرُهُ إِلَيْهِ طَمْحًا وَطِمَاحًا وَطُمُوحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا ارْتَفَعَ Ve bu bâ΄ harfiyle müteʹaddî olur ki bir kimse bir nesneyi gözünü kaldırıp dike bakmak maʹnâsına; yukâlu: طَمَحَ بِبَصَرِهِ إِلَيْهِ إِذَا اسْتَشْرَفَ لَهُ Ve hatun zevcine serkeşlik eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: طَمَحَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا جَمَحَتْ عَلَى زَوْجِهَا فَهِيَ طَامِحٌ Ve bir şey΄i alıp götürmek ve iletmek maʹnâsınadır; yukâlu: طَمَحَ بِهِ إِذَا ذَهَبَ بِهِ Ve bir şey΄in talebi husûsunda imʹân ve mübâlaga eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: طَمَحَ فِي الطَّلَبِ إِذَا أَبْعَدَ فِيهِ
اَلطَّمُوحُ [eṯ-ṯamûḩ] (ṯâ’nın fethi ve mîm’in zammıyla) ʹAvret serkeşlik edip ere harîs olmak; yukâlu: طَمَحَتِ الْمَرْأَةُ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ مِثْلُ جَمَحَتْ Ki جُمُوحٌ [cumûḩ] dahi serkeşliğe derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı