اَلطُّمْلَةُ [eṯ-ṯumlet] (ṯâ’nın zammı ve fethi ve fethateynle) Havuz dibinde kalan suya denir. Ve kara balçığa denir.
اَلطِّمْلَةُ [eṯ-ṯimlet] (ṯâ’nın kesriyle) Zebûn ve zaʹîf ʹavrete denir; yukâlu: تَزَوَّجَ طِمْلَةً أَيْ ضَعِيفَةً
اَلطَّمْلَةُ [eṯ-ṯamlet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Murdâr ve bulaşık işe ıtlâk olunur; yukâlu: وَقَعَ فِي طَمْلَةٍ أَيْ أَمْرٍ قَبِيحٍ فَالْتَطَخَ بِهِ
اَلطَّمْلَةُ [eṯ-ṯamlet] (ṯâ’nın fethi ve mîm’in sükûnuyla ve fethiyle dahi lügattır) Kara balçık ki havuzun dibinde kalır; yukâlu: صَارَ الْمَاءُ طَمْلَةً كَمَا يُقَالُ دَكَلَةً Ve دَكَلَةٌ [dekelet] sıvık balçığa derler, tîn-i rakîk maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı