اَلْعُتُمُ [el-ʹutm] (ʹayn’ın zammıyla ve zammeteynle Yabanî zeytûn ağacına denir.
اَلْعَتْمُ [el-ʹatm] (كَتْمٌ [ketm] vezninde) Bir işe yâ bir yere girişip ʹazm ve mübâşeret eylemişken ondan ferâgat eylemek maʹnâsınadır, ʹalâ-kavlin murâd eylediği işi işlemekten tevakkuf eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَتَمَ عَنْهُ عَتْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا كَفَّ بَعْدَ الْمُضِيِّ فِيهِ أَوِ احْتَبَسَ عَنْ فِعْلِ شَيْءٍ يُرِيدُهُ Ve gecikmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَتَمَ قِرَاهُ إِذَا أَبْطَأَ Ve gecenin bir bölüğü geçmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَتَمَ اللَّيْلُ إِذَا مَرَّ مِنْهُ قِطْعَةٌ Ve kıl yolmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَتَمَ الشَّعْرَ إِذَا نَتَفَهُ Ve nâka yatsı vakti sağılmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَتَمَتِ الْإِبِلُ عَتْمًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا حُلِبَتْ عِشَاءً
اَلْعُتْمُ [el-ʹutm] (ʹayn’ın zammı ve tâ’nın sükûnuyla) Yaban zeytini ağacı.
اَلْعَتْمُ [el-ʹatm] (ʹayn’ın fethi ve tâ’nın sükûnuyla) Gece karanu olmak. Ve
عَتْمٌ [ʹatm] Eğlenmeğe dahi derler; yukâlu: عَتَمَ قِرَاهُ أَيْ أَبْطَأَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı