el-ʹadâ ~ اَلْعَدَى

Kamus-ı Muhit - العدى maddesi

اَلْعَدَى [el-ʹadâ] (عَصَا [ʹaṡâ] vezninde) Bir adamı sevmeyip bugz eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: عَدِيتُ لَهُ عَدًى مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَبْغَضْتَهُ

اَلْعُدَى [el-ʹudâ] (ʹayn’ın zammı ve kesri ve elifin kasrıyla) عَدُوٌّ [ʹaduvv] lafzından ism-i cemʹdir; yukâlu: هُوَ عَدُوُّهُ ضِدُّ صَدِيقِهِ وَيُقَالُ هِيَ وَهُمَا وَهُمْ عَدُوُّهُ وَيُقَالُ هِيَ عَدُوَّتُهُ وَهُمَا عَدُوَّانِ وَعَدُوَّتَانِ وَهُمْ أَعْدَاءٌ وَيُقَالُ هُمْ عُدَاهُ وَعِدَاهُ وَهُوَ اسْمُ الْجَمْعِ

اَلْعِدَى [el-ʹidâ] (إِلَى [ilâ] vezninde) مُتَبَاعِدُونَ [mutebâʹidûn] maʹnâsınadır; müfredi عَدُوٌّ [ʹaduvv]dur, فَعُولٌ [faʹûl] vezninde; yukâlu: هُمُ الْعِدَى أَيِ الْمُتَبَاعِدُونَ Ve gurebâ΄ ve ecânibe denir. Ve düşmanlara denir, أَعْدَاءٌ [aʹdâ΄] gibi. Burada kâf’la كَالْأَعْدَاءِ nüshaları galattır, savâb olan وَالْأَعْدَاءُ olmaktır. Şârih der ki bundan gayrı nuʹûtta فِعَلٌ [fiʹal] vezninde cemʹ yoktur. Ve

عِدَى [ʹidâ] (müfred olarak) Nâhiye maʹnâsınadır; ʹayn’ın fethiyle de lügattir, cemʹi أَعْدَاءٌ [aʹdâ΄] gelir. Ve bir nesneye tûlen ve ʹarzan muvâfık olan şey΄e denir, ke-mâ se-yuzkeru. Ve derenin kıyısına denir; yukâlu: قَعَدَ عِدَى الْوَادِي أَيْ شَاطِئَهُ Ve serîr ve binâ΄ makûlesinde iki tahta aralığına sokuşturulan tahtaya denir. Ve şol yufka tabak şeklinde taşlara denir ki kapak gibi bir nesne üzere kapayıp örterler; nüfredi عِدْوٌ [ʹidv]dir, جِرْوٌ [cirv] vezninde.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı