el-ʹazaḵ ~ اَلْعَزَقُ

Kamus-ı Muhit - العزق maddesi

اَلْعَزَقُ [el-ʹazaḵ] (fethateynle) Yapışmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَزِقَ بِهِ عَزَقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا لَصِقَ بِهِ

اَلْعُزُقُ [el-ʹuzuḵ] (zammeteynle) Harman savuran adamlara denir. Ve bed-ahlâk kimselere denir; müfredleri عَزِقٌ [ʹaziḵ]tir, كَتِفٌ [ketif] vezninde; yukâlu: رَجُلٌ عُزُقٌ أَيِ الْعَسِرُ الْخُلُقِ وَرِجَالٌ عُزُقٌ بِضَمَّتَيْنِ أَيِ السَّيِّؤُو الْأَخْلاَقِ

اَلْعَزْقُ [el-ʹazḵ] (ʹayn’ın fethi ve zâ-yı muʹcemenin sükûnuyla) Hâssaten yeri yarmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَزَقَ الْأَرْضَ خَاصَّةً عَزْقًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا شَقَّهَا Ve sürʹatle yelmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَزَقَ الرَّجُلُ عَزْقًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَسْرَعَ فِي الْعَدْوِ Ve bir haberi mahalline îsâl eylemeyip ʹavk ve te΄hîr eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: عَزَقَ الْخَبَرَ عَنِّي إِذَا حَبَسَهُ Ve bir kimseyi vurup süst ve bî-mecâl yere yamamak maʹnâsınadır; tekûlu: عَزَقْتُهُ ضَرْبًا أَيْ أَثْخَنْتُهُ

Vankulu Lugatı - العزق maddesi

اَلْعَزْقُ [el-ʹazḵ] (ʹayn’ın fethi ve zâ-i muʹcemenin sükûnuyla) Yeri yarmak; tekûlu: عَزَقْتُ الْأَرْضَ أَعْزُقُهَا عَزْقًا إِذَا شَقَقْتَهَا Ebû ʹUbeyd eyitti: Bu yer yarmada istiʹmâl olunur, gayrı nesne yarmada istiʹmâl olunmaz.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı