el-ʹusus ~ اَلْعُسُسُ

Kamus-ı Muhit - العسس maddesi

اَلْعُسُسُ [el-ʹusus] (zammeteynle) Harîs ve tamaʹ-kâr tâcirlere denir; yukâlu: تُجَّارٌ عُسُسٌ أَيْ حَرْصَاءُ Ve büyük kaplara denir.

اَلْعَسُّ [el-ʹass] (ʹayn’ın fethi ve sîn’in teşdîdiyle) ve

اَلْعَسَسُ [el-ʹases] (fethateynle) Gece gezip dolaşmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَسَّ الرَّجُلُ عَسًّا وَعَسَسًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا طَافَ بِاللَّيْلِ Ve hâssaten gece vaktinde mükâbirden ve ehl-i fesâddan bir mahalli muhâfaza için her tarafını gezip dolaşmak maʹnâsınadır ki subaşı ve zâbit kârıdır; yukâlu: بَاتَ يَعُسُّ فُلاَنٌ أَيْ يَنْفُضُ اللَّيْلَ مِنْ أَهْلِ الرِّيبَةِ Ve haber gecikmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَسَّ خَبَرُهُ إِذَا أَبْطَأَ Ve bir adama azca nesne itʹâm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَسَّ الْقَوْمَ إِذَا أَطْعَمَهُمْ شَيْئًا قَلِيلاً Ve nâka yalnızca otlamak maʹnâsınadır; yukâlu: عَسَّتِ النَّاقَةُ إِذَا رَعَتْ وَحْدَهَا Ve عَسِّكَ وَبَسِّكَ kelimesi ḣح،س،سḢ mâddesinde beyân olundu; tekûlu: جِئْ بِالْمَالِ مِنْ عَسِّكَ وَبَسِّكَ لُغَةٌ فِي حَسِّكَ Yaʹnî “Nereden olursa olsun, hemân getir!”

Vankulu Lugatı - العسس maddesi

اَلْعَسَسُ [el-ʹases] (fethateynle) Kezâlik gece ile dolaşmak, geceyi ehl-i fesâddan berî etmek için; yukâlu: عَسَّ يَعُسُّ عَسًّا وَعَسَسًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا طَافَ بِاللَّيْلِ Ve

عَسَسٌ [ʹases] عَاسٌّ [ʹâss]ın cemʹi dahi gelir طاَلِبٌ [ṯâlib] ile طَلَبٌ [ṯaleb] ve خَادِمٌ [ḣâdim]le خَدَمٌ [ḣadem] gibi. Ve fi’l-meseli: “كَلْبٌ عَسَّ خَيْرٌ مِنْ كَلْبٍ رَبَضَ” Yaʹnî “Gece ile dolaşan kelb yatan kelbden hayrlıdır.”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı