اَلْعُسُقُ [el-ʹusuḵ] (zammeteynle) Borçlularını sıkıştırıp tazyîk eden adamlara denir. Ve hurmâ aşılayan aşıcı kimselere denir, لَقَّاحُونَ [laḵḵâḩûn] maʹnâsına.
اَلْعَسَقُ [el-ʹasaḵ] (fethateynle) Yapışmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَسِقَ بِهِ عَسَقًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا لَصِقَ بِهِ Ve bir nesneye düşkün olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَسِقَ بِهِ إِذَا أُولِعَ بِهِ Ve bir kimseden matlûb olan şey΄in talebinde ilhâh ve ikdâm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَسِقَ عَلَيْهِ إِذَا أَلَحَّ عَلَيْهِ فِيمَا يَطْلُبُهُ Ve nâka buğura sürünüp üzerine düşmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَسِقَتِ النَّاقَةُ عَلَى الْفَحْلِ إِذَا أَرَبَّتْ عَلَيْهِ Ve bed-hûyluğa ve çepreşik mizâclılığa ve teng-meşrebliğe denir; yukâlu: فِي خُلُقِهِ عَسَقٌ أَيِ الْتِوَاءٌ وَعُسْرٌ وَضِيقٌ Ve zulmete denir, غَسَقٌ [ġasaḵ] maʹnâsına. Ve kemter hurmâ salkımının çöpüne denir.
اَلْعَسَقُ [el-ʹasaḵ] (fethateynle) Bir nesneye harîs olmak; yukâlu: عَسِقَ بِهِ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَوْلَعَ بِهِ Ve baʹzılar eyitti: Lâzım olup yapışmağa dahi derler; لَزِمَهُ ve لَزِقَ بِهِ maʹnâsına. Ḣalîl eyitti: عَسِقَتِ النَّاقَةُ بِالْفَحْلِ derler kaçan nâka erkekten ayrılmasa.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı