اَلْعَنِي [el-ʹanî] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Bir işe uğramakla renc ve taʹab çeken adama denir.
اَلْعَنْيُ [el-ʹany] (ʹayn’ın fethi ve nûn’un sükûnuyla) Bir adama bir taʹablı iş peydâ olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَنَى الْأَمْرَ لَهُ يَعْنِي عَنْيًا إِذَا حَدَثَ وَنَزَلَ Ve taʹâm ve şarâb hoş-güvâr olmakla mizâca muvâfık olup sinmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَنَى فِيهِ الْأَكْلُ إِذَا نَجَعَ Ve yer ot bitirmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَنَتِ الْأَرْضُ بِالنَّبَاتِ إِذَا أَظْهَرَتْهُ Ve
عَنْيٌ [ʹany] ve
عِنَايَةٌ [ʹinâyet] İrâde ve kasd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَنَى بِالْقَوْلِ كَذَا عَنْيًا وَعِنَايَةً إِذَا أَرَادَ
اَلْعِنَايَةُ [el-ʹinâyet] (كِتَابَةٌ [kitâbet] vezninde) ve
اَلْعَنَايَةُ [el-ʹanâyet] (سَحَابَةٌ [seḩâbet] vezninde) ve
اَلْعُنِيُّ [el-ʹuniyy] (عُتِيٌّ [ʹutiyy] vezninde) Bir adama bir zahmetli nesne mühimm olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَنَاهُ الْأَمْرُ يَعْنِيهِ وَيَعْنُوهُ عِنَايَةً وَعَنَايَةً وَعُنِيًّا إِذَا أَهَمَّهُ Ve bir emr-i mühimme uğrayıp ona meşgûl olmak maʹnâsınadır; yukâlu: عُنِيَ فُلَانٌ عَلَى الْمَجْهُولِ عِنَايَةً وَيُقَالُ عَنِيَ بِحَاجَةٍ عَنًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَهَمَّتْهُ وَاشْتَغَلَ بِهَا Ve bâb-ı râbiʹden vürûdu kalîldir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı