اَلْغَلَمُ [el-ġalem] (fethateynle) ve
اَلْغُلْمَةُ [el-ġulmet] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) Bir adamın şehvet-i cimâʹiyyesi gâlib olmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَلِمَ الصُّوفِيُّ غَلَمًا وَغُلْمَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا غُلِبَ شَهْوَةً Ve
غُلْمَةٌ [ġulmet] Hâssatan buğur ve aygır kısmı haşarı olmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَلِمَ الْبَعِيرُ إِذَا هَاجَ مِنَ الْغُلْمَةِ
اَلْغِلْمَةُ [el-ġilmet] (ġayn’ın kesri ve lâm’ın sükûnuyla) غُلَامٌ [ġulâm]ın cemʹi.
اَلْغُلْمَةُ [el-ġulmet] (ġayn’ın zammı ve lâm’ın sükûnuyla) Cimâʹ iştihâsı, şehvet-i dırâb maʹnâsına; yukâlu: غَلِمَ الْبَعِيرُ غُلْمَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı