el-ġalef ~ اَلْغَلَفُ

Kamus-ı Muhit - الغلف maddesi

اَلْغَلَفُ [el-ġalef] (fethateynle) Sünnetsiz olmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَلِفَ الرَّجُلُ غَلَفًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَانَ أَغْلَفَ

اَلْغَلْفُ [el-ġalf] (ġayn’ın fethiyle) Bir nesneyi gılâfına komak maʹnâsınadır; yukâlu: غَلَفَ الْقَارُورَةَ غَلْفًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا جَعَلَهَا فِي غِلاَفٍ Ve

غَلْفٌ [ġalf] غَرْفٌ [ġarf] gibi bir şecer adıdır.

Vankulu Lugatı - الغلف maddesi

اَلْغُلْفُ [el-ġulf] (ġayn’ın zammı ve lâm’ın sükûnuyla) Cemʹi: ﴿وَقَالُوا قُلُوبُنَا غُلْفٌ﴾ (البقرة، 88) Ve

أَغْلَفُ [aġlef] Sünnetsiz olana dahi derler; yukâlu: رَجُلٌ أَغْلَفُ إِذَا كَانَ أَقْلَفَ Ve bi’l-cümle her zarf içinde olan nesneye أَغْلَفُ [aġlef] derler; yukâlu: سَيْفٌ أَغْلَفُ وَقَوْسٌ غَلْفَاءُ عَلَى مَا مَرَّ

اَلْغَلْفُ [el-ġalf] (ġayn’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Şîşeyi kabına koymak; tekûlu: غَلَفْتُ الْقَارُورَةَ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا جَعَلْتَهَا فِي الْغِلَافِ Ve

غَلْفٌ [ġalf] غَالِيَةٌ [ġâliyet] sürünmeğe dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı