اَلْغَلْتُ [el-ġalt] (ġayn’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) ʹAkd olunan pazarlığı bozmak, إِقَالَةٌ [iḵâlet] maʹnâsınadır; yukâlu: غَلَتَ الْبَيْعَ أَوِ الشِّرَاءَ غَلْتًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَقَالَهُ
اَلْغَلَتُ [el-ġalet] (fethateynle) Yanlış hisâb eylemek, غَلَطٌ [ġalaṯ] maʹnâsınadır, ʹalâ-kavlin غَلَتٌ [ġalet] hisâbda ve غَلَطٌ [ġalaṯ] sözde olan yanlışlığa mahsûstur; yukâlu: غَلِتَ فِي الْحِسَابِ غَلَتًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَغَلَطَ فِي الْقَوْلِ Şârih der ki evceh olan غَلَطٌ [ġalaṯ] ṯâ’yla eʹammdır, ve tâ’yla غَلَتٌ [ġalet] hisâba mahsûstur.
اَلْغَلَتُ [el-ġalet] (fethateynle) Galat etmek; yukâlu: غَلِتَ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Ebû ʹAmr eyitti: غَلَتٌ [ġalet] hisâbda ve غَلَطٌ [ġalaṯ] kavlde istiʹmâl olunur, yaʹnî bir kelâmı söylerken yanılıp bir gayrı kelâm söylese غَلَطٌ [ġalaṯ] etti derler. Ve hesâbı yanlış eylese غَلَتٌ [ġalet] etti derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı