el-furdûs ~ اَلْفُرْدُوسُ

Kamus-ı Muhit - الفردوس maddesi

اَلْفُرْدُوسُ [el-furdûs] (عُصْفُورٌ [ʹuṡfûr] vezninde) Kesîr ve firâvân olan taʹâmâ denir. Mü΄ellif bunda dahi müsâmaha eylemiştir.

اَلْفِرْدَوْسُ [el-firdevs] (fâ’nın kesri ve dâl’ın fethiyle) Şol vâdiye denir ki her cins nebâtât inbât eder, yaʹnî onda envâʹ-ı nebâtât nâbit olur ola. Burada cemîʹ-i nüshalarda مِنْ lafzı sâkıttır. Bi’l-cümle ümmehât-ı sâ΄irede مِنَ الْأَوْدِيَةِ الَّتِي ʹunvânında müsebettir; nüshalar tashîh oluna. Ve

فِرْدَوْسٌ [firdevs] Şol bostâna ve bâgçeye denir ki bostânlarda nâbit olan eşcâr ve sebzevâtın mecmûʹunu câmiʹ olup ve onda üzüm asmaları dahi ola. Kâle’l-mu΄ellif اَلْفِرْدَوْسُ مِنَ الْأَوْدِيَةِ الَّتِي تُنْبِتُ ضُرُوبًا مِنَ النَّبْتِ وَالْبُسْتَانُ يَجْمَعُ كُلَّ مَا يَكُونُ فِي الْبَسَاتِينِ يَكُونُ فِيهِ الْكَرْمُ Şârih der ki mü΄ellif fıkra-i sâniyeyi vasl tarîkiyle sebt eylemekle teşvîş eylemiştir, zîrâ ʹArablar zikr olunan bostâna ve hâssaten üzüm bâgına da فِرْدَوْسٌ [firdevs] ıtlâk ederler. Ve فِرْدَوْسٌ [firdevs] müzekkerdir, bâzen mü΄ennes olur, جَنَّةٌ [cennet] te΄vîliyle. Ve bu ʹArabiyyedir, ʹalâ-kavlin Rûmiyyeden yâhûd Süryâniyyeden menkûldür. Ve

فِرْدَوْسٌ [Firdevs] Yemâme kurbünde Benî Yerbûʹ yurdunda bir çemen-zâr ismidir. Ve Kûfe kurbünde Benû Temîm yurdunda bir su adıdır. Ve

قَلْعَةُ فِرْدَوْسٍ [Ḵalʹatu Firdevs], Ḵazvîn eyâletinde bir kalʹadır.

Vankulu Lugatı - الفردوس maddesi

اَلْفِرْدَوْسُ [el-firdevs] (fâ’nın kesri ve râ’nın sükûnu ve dâl’ın fethiyle) Bostân. Ferrâ eyitti: Bu lafz-ı ʹArabîdir, muʹarreb değildir. Ve

فِرْدَوْسٌ [Firdevs] Cennette bir bâgçenin adıdır. Ve

فِرْدَوْسٌ [Firdevs] Bir ravzanın ismidir, yaʹnî bir çemenin ismidir Yemâme altında.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı