اَلْقَزَبُ [el-ḵazeb] (fethateynle) Bir nesne pek ve katı olmak, şiddet ve salâbet maʹnâsınadır; yukâlu: قَزِبَ الشَّيْءُ قَزَبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا صَلُبَ وَاشْتَدَّ
اَلْقَزْبُ [el-ḵazb] (ḵâf’ın fethi ve zâ-yı muʹcemenin sükûnuyla) Çok cimâʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: قَزَبَهَا قَزْبًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا نَكَحَهَا كَثِيرًا
اَلْقِزْبُ [el-ḵizb] (ḵâf’ın kesriyle) Lakab maʹnâsınadır ki şuʹarâda mahlas taʹbîr olunur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı