اَلْقَطُوعُ [el-ḵaṯûʹ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Şol nâkaya denir ki sütü çabuk munkatıʹ ola; yukâlu: نَاقَةٌ قَطُوعٌ إِذَا كَانَتْ يُسْرِعُ انْقِطَاعُ لَبَنِهَا
اَلْقُطُوعُ [el-ḵuṯûʹ] (رُجُوعٌ [rucûʹ] vezninde) قَطْعٌ [ḵaṯʹ] gibi suyu gemi ile yâhûd yüzmekle öte yakaya geçmek maʹnâsınadır, niteki zikr olundu. Ve
قُطُوعٌ [ḵuṯûʹ] ve
قِطَاعٌ [ḵiṯâʹ] (ḵâf’ın kesri ve fethiyle) Kuyunun suyu tükenip soğumak maʹnâsınadır; yukâlu: قَطَعَ مَاءُ الرَّكِيَّةِ قُطُوعًا وَقِطَاعًا إِذَا ذَهَبَ Ve
قِطَاعٌ [ḵiṯâʹ] Kuş kısmı yaylaktan kışlağa göçmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَطَعَتِ الطَّيْرُ قُطُوعًا وَقِطَاعًا إِذَا خَرَجَتْ مِنْ بِلاَدِ الْبَرْدِ إِلَى بِلاَدِ الْحَرِّ Ve
قِطَاعٌ [ḵiṯâʹ] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) İsm olur, kendisiyle sevb ve meşin makûlesi kesilecek âlete denir, قَاطِعٌ [ḵâṯiʹ] gibi, ke-mâ se-yuzkeru. Ve akçelere ıtlâk olunur, دَرَاهِمُ [derâhim] maʹnâsına. Ve meyvenin kesimine denir; yukâlu: هَذَا زَمَنُ الْقِطَاعِ أَيِ الصِّرَامِ Bunda ḵâf’ın fethiyle de câ΄izdir.
اَلْقُطُوعُ [el-ḵuṯûʹ] (zammeteynle) Su geçmek; tekûlu: قَطَعْتُ النَّهْرَ قُطُوعًا إِذَا عَبَرْتَ Ve
قُطُوعٌ [ḵuṯûʹ] Kuyunun suyu tükenip kalmamağa dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı