اَلْقَفَّاعُ [el-ḵâffâʹ] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) Mâlını dâ΄imâ hıfz ve iddihâr edip aslâ feyz ve infâk etmez olan nâkese denir; yukâlu: هُوَ قَفَّاعٌ لِمَالِهِ إِذَا كَانَ لاَ يُنْفِقُهُ
اَلْقُفَاعُ [el-ḵufâʹ] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) ve
اَلْقُفَّاعُ [el-ḵuffâʹ] (رُمَّانٌ [rummân] vezninde) Bir türlü ʹillet ismidir ki koyun kısmının ayaklarına ʹârız olup ayaklarını bir tarafa doğru eğer. Bunda lügat-ı evvel kıyâs üzeredir, zîrâ esmâ-i ʹillet غُرَابٌ [ġurâb] vezninde olur ve sânî gayr-i kıyâs üzeredir, lâkin vezn-i mezbûr ekserîdir. Ve
قُفَّاعٌ [ḵuffâʹ] (رُمَّانٌ [rummân] vezninde) Bir ot ismidir ki hey΄eti buruşuk ve boynuz gibi salâbetli olur; kurusuna كَفُّ الْكَلْبِ [keffu’l-kelb] denir ki beyne’l-etıbbâ΄ bedeskân dedikleri ot olacaktır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı