اَلْقَفَشُ [el-ḵafeş] (fethateynle) Pek habîs ve ʹayyâr olan hırsızlara denir.
اَلْقَفْشُ [el-ḵafş] (ḵâf’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Taʹâmı bir gûne ekl-i şedîd ile yemek maʹnâsınadır; yukâlu: قَفَشَ الطَّعَامَ فَقْشًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَهُوَ ضَرْبٌ مِنَ الْأَكْلِ شَدِيدٌ Ve çok cimâʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: قَفَشَ الْمَرْأَةَ إِذَا نَكَحَهَا كَثِيرًا Ve
قَفْشٌ [ḵafş] Koncu kısa huffa denir ki kefş-i Fârisî muʹarrebidir, başmak ve papuç olacaktır. Ve sürʹatle süt sağmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَفَشَ النَّاقَةَ إِذَا أَسْرَعَ حَلْبَهَا Ve memede kalan sütü sürʹatle silkip sıyırmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَفَشَ مَا فِي الضَّرْعِ إِذَا نَفَضَهُ سَرِيعًا Ve bir nesneyi ahz ve cemʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: قَفَشَ الشَّيْءَ إِذَا أَخَذَهُ وَجَمَعَهُ Ve cünbüş ve neşât maʹnâsınadır; yukâlu: لَهُ قَفْشٌ أَيْ نَشَاطٌ Ve değnekle ve kılıçla vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَفَشَهُ بِالْعَصَا وَبِالسَّيْفِ إِذَا ضَرَبَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı