el-kevaʹ ~ اَلْكَوَعُ

Kamus-ı Muhit - الكوع maddesi

اَلْكَوَعُ [el-kevaʹ] (fethateynle) Bir adam أَكْوَعُ [ekvaʹ] olmak maʹnâsınadır; yukâlu: كَوِعَ الرَّجُلُ كَوَعًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَانَ أَكْوَعَ

اَلْكَوْعُ [el-kevʹ] (نَوْعٌ [nevʹ] vezninde) Havânın pek ıssılığından kelb bileği üzere sürünerek yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: كَاعَ الْكَلْبُ يَكُوعُ كَوْعًا إِذَا مَشَى عَلَى كُوعِهِ مِنْ شِدَّةِ الْحَرِّ

اَلْكُوعُ [el-kûʹ] (kâf’ın zammıyla) ve

اَلْكَاعُ [el-kâʹ] Bilek ucunun baş parmaktan tarafına denir, ʹalâ-kavlin koldan bileklerin iki kemikleri uçlarına denir ki asl bileğe muttasıl yeridir. Yâhûd كُوعٌ [kûʹ] baş parmak cânibine olan ucuna denir ve كَاعٌ [kâʹ] كُرْسُوعٌ [kursûʹ]a denir ki serçe parmaktan yana olan ucundan ʹibârettir. Yâhûd كُوعٌ [kûʹ] bilekçenin iki tarafında olan kemiklerin katʹâ hacmi olmamakla pek bellisiz gibi olanına denir.

Vankulu Lugatı - الكوع maddesi

اَلْكَوْعُ [el-kevʹ] (kâf’ın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Kelb bileği üzere yürümek; yukâlu: كَاعَ الْكَلْبُ يَكُوعُ إِذَا مَشَى عَلَى كُوعِهِ فِي الرَّمْلِ مِنْ شِدَّةِ الْحَرِّ Ve Kisâ΄î eyitti: كِعْتُ عَنِ الشَّيْءِ أَكِيعُ وَأَكَاعُ lügattır, كَعَعْتُ عَنِ الْأَمْرِ أَكِعُّ maʹnâsında, kaçan bir nesneden korkup üşensen, Yaʹḵûb rivâyeti üzere.

اَلْكُوعُ [el-kûʹ] (kâf’ın zammıyla) Bilek ucunun baş parmaktan cânibi; yukâlu: “أَحْمَقُ يَمْتَخِطُ بِكُوعِهِ” Zikr olunan ʹuzvuyla siler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı