el-murciʹ ~ اَلْمُرْجِعُ

Kamus-ı Muhit - المرجع maddesi

اَلرَّجْعُ [er-recʹ] (سَجْعٌ [secʹ] vezninde) ve

اَلْمَرْجَعُ [el-mercaʹ] (مَقْعَدٌ [maḵʹad] vezninde) ve

اَلْمَرْجِعُ [el-merciʹ] (مَنْزِلٌ [menzil] vezninde) Müteʹaddîlerdir, geri döndürmek maʹnâsınadır; yukâlu: رَجَعَ الشَّيْءَ عَنِ الشَّيْءِ وَإِلَيْهِ رَجْعًا وَمَرْجَعًا وَمَرْجِعًا إِذَا صَرَفَهُ وَرَدَّهُ Ve söz muhataba nefʹ vermek maʹnâsına müstaʹmeldir ki menfaʹati ona ʹâ΄id olur; tekûlu: رَجَعَ كَلاَمِي فِيهِ إِذَا أَفَادَ Ve dâbbeye yem yaramak maʹnâsına müstaʹmeldir ki nefʹi ricʹatle münteciʹ olur; yukâlu: رَجَعَ الْعَلَفُ فِي الدَّابَّةِ إِذَا نَجَعَ Ve

رَجْعٌ [recʹ] Bir mahalle gönderilmiş mektûbun cevâbına ıtlâk olunur, رُجُوعَةٌ [rucûʹat] gibi, ke-mâ se-yuzkeru. Ve yağmura ıtlâk olunur; مَرْجُوعٌ [mercûʹ] maʹnâsınadır, havâ΄ sudan ahz eylediğini redd eylemiştir; tekûlu: رَزَقَنَا اللهُ رَجْعَ السَّمَاءِ أَيِ الْمَطَرَ Ve nefʹ ve fâ΄ide maʹnâsına müstaʹmeldir ki gayra rücûʹ eder; yukâlu: لَيْسَ لَهُ مِنْهُ رَجْعٌ أَيْ نَفْعٌ وَفَائِدَةٌ Ve bahârda biten nebâta ıtlâk olunur; gûyâ ki sonradan ricʹat eylemiştir. Ve bir recülün ismidir. Ve su durağı yere ıtlâk olunur ki onda su anafor eder; yukâlu: لاَ يَجْرِي الْمَاءُ إِذَا قَدَّمَهُ رَجْعٌ أَيْ مَمْسَكٌ Ve göle ıtlâk olunur, غَدِيرٌ [ġadîr] maʹnâsına, mevclerinin terâcuʹ u tasavvuruna mebnîdir. ʹAlâ-kavlin şol göle denir ki sel suyu ona terâcuʹ eylemekle min-baʹd irkilmeyip ilerisine nüfûz eyleye. Cemʹi رِجَاعٌ [ricâʹ] ve رِجْعَانٌ [ricʹân] gelir râ’ların kesriyle ve رُجْعَانٌ [rucʹân] gelir râ’nın zammıyla. Ve baʹzılar ʹindinde رَجْعٌ [recʹ] ʹale’l-ʹumûm suya ıtlâk olunur, her gûne ricʹati tasavvuruyla. Ve hayvân fışkısına ıtlâk olunur, ʹalef hâlinden ricʹat eylediği için. Ve sel suyunun mümtedd olduğu yere denir. Ve yüksek su akıntısının üst tarafına denir ki onda su müctemiʹ olmaya, oraya akıp aşağısına nüzûl eyleye; cemʹi رُجْعَانٌ [rucʹân]dır râ’nın zammıyla. Ve

رَجْعُ الْكَتِفِ [recʹu’l-ketif] Bedende kürek kemiğinin aşağısına ıtlâk olunur ki çevrilir, dirseğin ve dizlerin çevrintileri gibi; مَرْجِعٌ [merciʹ] dahi denir. Ve

رَجْعٌ [recʹ] Dâbbe adımını atmak, ʹalâ-kavlin attıktan sonra ellerini geri almak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: رَجَعَتِ الدَّابَّةُ رَجْعًا إِذَا خَطَى أَوْ رَدَّ خَطْوَتَهَا فِي السَّيْرِ Ve iğne ile bedene naʹl kesmek maʹnâsına müstaʹmeldir, tekerrürü iʹtibârıyla; yukâlu: رَجَعَتِ الْوَاشِمَةُ بَدَنَهَا إِذَا خَطَّتْ

اَلرُّجُوعُ [er-rucûʹ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve

اَلْمَرْجِعُ [el-merciʹ] (مَنْزِلٌ [menzil] vezninde) ve

اَلْمَرْجِعَةُ [el-merciʹat] (مَنْزِلَةٌ [menzilet] vezninde ki bu iki şâzdır, zîrâ bâb-ı sânîden kıyâs ʹayn’ın fethiyle gelmektir) ve

اَلرُّجْعَى [er-rucʹâ] (بُشْرَى [buşrâ] vezninde) ve

اَلرُّجْعَانُ [er-rucʹân] (râ’nın zammıyla) Geri dönmek maʹnâsınadır; yukâlu: رَجَعَ الرَّجُلُ رُجُوعًا وَمَرْجِعًا وَمَرْجِعَةً وَرُجْعَى وَرُجْعَانًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا انْصَرَفَ Ve tekûlu’l-ʹArab: “اَلشَّيْخُ يَمْرَضُ يَوْمَيْنِ فَلاَ يَرْجِعُ شَهْرًا” أَيْ لاَ يَثُوبُ إِلَيْهِ جِسْمُهُ وَقُوَّتُهُ Yaʹnî “Pîr adam iki gün hasta olsa bir aya kadar bedel-i mâ-yetehallel olacak kuvvet ve tâkâti geri gelip evvelki kertesini bulamaz.”

Vankulu Lugatı - المرجع maddesi

اَلْمُرْجِعُ [el-murciʹ] (mîm’in zammı ve cîm’in kesriyle) Şol metâʹdır ki onun fâʹidesi ola; yukâlu: مَتَاعٌ مُرْجِعٌ أَيْ لَهُ مَرْجُوعٌ

اَلْمَرْجِعُ [el-merciʹ] (mîm’in fethi ve cîm’in kesriyle) Kezâlik rücûʹ maʹnâsınadır, ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿ثُمَّ إِلٰى رَبِّكُمْ مَرْجِعُكُمْ﴾ (الأنعام 164، الزمر 7) Ve bu şâzzdır, zîrâ فَعَلَ يَفْعِلُ den yaʹnî bâb-ı sânîden masdar ʹaynü’l-fiʹlin fethiyle gelir. Ve

مَرْجِعٌ [merciʹ] Omzun aşağısına da derler; yukâlu: مَرْجِعُ الْكَتِفِ لِأَسْفَلِهِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı