اَلْمُرْجِلُ [el-murcil] (مُحْسِنٌ [muḩsin] vezninde) Dâ΄imâ erkek doğurur olan hatuna denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ مُرْجِلٌ أَيْ مُذْكِرٌ
اَلْمَرْجَلُ [el-mercel] (مَقْعَدٌ [maḵʹad] vezninde) ve
اَلْمِرْجَلُ [el-mircel] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) Bir çeşit yemenî ismidir.
اَلْمِرْجَلُ [el-mircel] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) Tarağa denir; yukâlu: رَجَّلَ شَعْرَهُ بِالْمِرْجَلِ أَيِ الْمُشْطِ Ve taştan ve bakırdan masnûʹ büyük kazana denir. Ve bu müzekkerdir; yukâlu: طَبَخَ الطَّعَامَ بِالْمِرْجَلِ وَهُوَ الْقِدْرُ مِنَ الْحِجَارَةِ وَالنُّحَاسِ
اَلْمُرَجَّلُ [el-mureccel] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Şol kumaşa denir ki onda ricâl sûretleri nakş ve tasvîr olunmuş ola; yukâlu: بُرْدٌ مُرَجَّلٌ إِذَا كَانَ فِيهِ صُورَةُ الرِّجَالِ Şârih der ki mü΄ellif bunu tekrâr eylemiştir, zîrâ karîben وَالْمُرَجَّلُ اَلْمُعْلَمُ dediği bu olacaktır, lâkin مُعْلَمٌ [muʹlem] zincefli sevb demek olmakla tekrâr değildir, hattâ zikri âtî “ر،ح،ل” mâddesinde mü΄ellif işrâb eylemiştir. Ve
مُرَجَّلٌ [mureccel] Bir ayağından yüzülmüş ve soyulmuş olan tuluma denir. Ve hamr ile dolu tuluma denir. Ve yerde kanatlarının eser ve nişâneleri olan çekirgelere denir.
اَلْمِرْجَلُ [el-mircel] (mîm’in kesri ve cîm’in fethiyle) Bakırdan olan çömlek.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı