اَلْعَرَّاسُ [el-ʹarrâs] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) ve
اَلْمُعَرِّسُ [el-muʹarris] (مُحَدِّثٌ [muḩaddišamp;] vezninde) Zikr olunan عَرْسٌ [ʹars] dedikleri duvar ile yapılmış kış odasına denir; tekûlu: بِتْنَا فِي الْمُعَرِّسِ وَهُوَ بَيْتٌ بُنِيَ بِالْعَرْسِ وَهُوَ حَائِطٌ بَيْنَ حَائِطِ الْبَيْتِ الشَّتَوِيِّ لاَ يُبْلَغُ بِهِ أَقْصَاهُ وَيُسَقَّفُ لِيَكُونَ أَدْفَأَ Ve gece yola giden kimsenin seher hengâmı istirâhat için kondukları mevziʹe denir.
اَلْمِعْرَسُ [el-miʹres] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) Şol kâfile ve ʹasker sürücüsüne denir ki maslahat-ı mezbûrede hâzık olmakla sürüp götürdükleri eşhâsta şevk ve neşât hiss eyledikte yürütüp ve kesel ve fütûr müşâhede ettikte kondurup ârâm ve istirâhat ettirir ola, kârbân başıların vazʹı gibi; yukâlu: هُوَ مِعْرَسٌ أَيْ سَائِقٌ حَاذِقُ السِّيَاقِ إِذَا نَشِطُوا سَارَ بِهِمْ وَإِذَا كَسِلُوا عَرَّسَ بِهِمْ
اَلْمُعَرَّسُ [el-muʹarres] (mîm’in zammı ve râ’nın fethi ve teşdîdiyle) Şol evdir ki vech-i mezkûr üzere ola. Ve Ebû ʹUbeyd bunu gayrı tarîkle tefsîr etti ve Ebu’l-Ġavšamp; onun tefsîrine râzî olmadı.
اَلْمُعْرَسُ [el-muʹres] (mîm’in zammı ve râ’nın fethiyle bilâ-teşdîd) Bi-maʹnâhu.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı