اَلْمَقْرَبُ [el-maḵreb] ve
اَلْمَقْرَبَةُ [el-maḵrebet] (mîm’lerin ve râ’ların fethiyle) Şol muhtasar tarîka denir ki menzil-i maksûda şâh-râhtan mukaddem îsâl eder ola, uğrun yol taʹbîr olunur; yukâlu: أَخَذُوا الْمَقْرَبَ وَالْمَقْرَبَةَ مِنَ الطَّرِيقِ أَيِ الْمُخْتَصَرَ مِنْهُ
اَلْمُقْرِبُ [el-muḵrib] (مُحْسِنٌ [muḩsin] vezninde) Doğurması karîb olan hâmile denir. Zikr olunan إِقْرَابٌ [iḵrâb]dan me΄hûzdur, vasf-ı mahsûstur; yukâlu: أَقْرَبَتِ الْحَامِلُ فَهِيَ مُقْرِبٌ Cemʹi مَقَارِيبُ [meḵârîb] gelir.
اَلْمُقْرَبُ [el-muḵreb] (râ’nın fethiyle) Mükerrem olan at ki sâhibi onu yanından ayırmaya. Mü΄ennesi مُقْرَبَةٌ [muḵrebet] gelir.
اَلْمُقْرِبُ [el-muḵrib] (mîm’in zammı ve râ’nın kesriyle) Vilâdeti karîb olan.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı