اَلْجَزَازُ [el-cezâz] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) ve
اَلْجِزَازُ [el-cizâz] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Hasâd maʹnâsınadır ki ekin biçimi ve hurmâ kesimi ve sâ΄ir meyve derimi olacaktır; yukâlu: حَانَ وَقْتُ الْجَزَازِ وَالْجِزَازِ أَيْ زَمَنُ حَصَادِ الزَّرْعِ أَوْ صِرَامُ النَّخْلِ وَغَيْرِهِ
اَلْجَزَزُ [el-cezez] (fethateynle) ve
اَلْجُزَازُ [el-cuzâz] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) ve
اَلْجُزَازَةُ [el-cuzâzet] (ثُمَامَةٌ [šamp;umâmet] vezninde) ve
اَلْجِزَّةُ [el-cizzet] (cîm’in kesriyle) Yünün kırkıntısına denir, ʹalâ-kavlin جِزَّةٌ [cizzet] sâ΄ir hayvânın tüyleri karışmamış hâlis koyun yapağısına yâhûd bir yıllık yapağıya yâhûd kırkıldıktan sonra aslâ istiʹmâl olunmamış yapağıya denir. Cemʹi جِزَزٌ [cizez] gelir, عِنَبٌ [ʹineb] vezninde ve جَزَائِزُ [cezâ΄iz] gelir; ve minhu yukâlu li’l-lihyâniyyi: كَأَنَّهُ عَاضٌّ عَلَى جِزَّةٍ أَيْ صُوفِ شَاةٍ جُزَّتْ Yaʹnî o münâsebetle sakalı büyük adamın sakalını kırkılmış yapağı külçesine teşbîh ederler.
اَلْجَزَازُ [el-cezâz] (cîm’in fethi ve kesriyle) Kesmek; yukâlu: هَذَا زَمَنُ الْجَزَازِ وَالْجِزَازِ أَيْ زَمَنُ الْحَصَادِ وَصِرَامِ النَّخْلِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı