اَلْجِزْلَةُ [el-cizlet] (cîm’in kesriyle) Büyük hurmâ bölüğüne denir, جِزْلٌ [cizl] dahi denir hâ’sız; yukâlu: جِزْلَةٌ مِنَ التَّمْرِ وَجِزْلٌ أَيْ قِطْعَةٌ عَظِيمَةٌ مِنْهُ Ve bir nesneden bir pâreye denir; yukâlu: أَخَذَ جِزْلَةً مِنْهُ أَيْ قِطْعَةً
اَلْجَزْلَةُ [el-cezlet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) ve
اَلْجَزْلَاءُ [el-cezlâ΄] (حَمْرَاءُ [ḩamrâ΄] vezninde) جَزْلٌ [cezl] kelimesinin mü΄ennesleridir ki fikr ve mülâhazası asîl ve metîn olan ʹâkıle ve reşîde hatuna denir. Ve
جَزْلَةٌ [cezlet] Sağrısı büyük hatuna denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ جَزْلَةٌ أَيِ الْعَظِيمَةُ الْعَجُزِ Ve ekmek bakiyyesine denir. Ve süt tulumuna denir. Ve hurmâ sepetine denir.
اَلْجِزْلَةُ [el-cizlet] (cîm’in kesri ve zâ’nın sükûnuyla) Hurmâ bölüğünden kıtʹa-i ʹazîme.
اَلْجَزْلَةُ [el-cezlet] (cîm’in fethi ve zâ’nın sükûnuyla) Re΄y sâhibi olan ʹavret.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı