اَلْجَفُولُ [el-cefûl] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Sehâbı sürʹatle götürüp giden yele denir; yukâlu: رِيحٌ جَفُولٌ أَيْ تَجْفِلُ السَّحَابَ Ve gür ve firâvân şey΄e denir; yukâlu: جُمَّةٌ جَفُولٌ أَيْ عَظِيمَةٌ Ve yaşlı ʹavrete denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ جَفُولٌ أَيْ كَبِيرَةٌ
اَلْجُفُولُ [el-cufûl] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Saç pejmürde ve perîşân olmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَفَلَ الشَّعْرُ جُفُولًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا شَعِثَ Ve sürʹatle çıkıp gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَفَلَ الظَّلِيمُ إِذَا أَسْرَعَ وَذَهَبَ فِي الْأَرْضِ Ve yel sürʹatle esmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَفَلَتِ الرِّيحُ إِذَا أْسَرْعَتْ
اَلْجُفُولُ [el-cufûl] (zammeteynle) Sürʹat etmek; yukâlu: جَفَلَ جُفُولًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَسْرَعَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı