el-cell ~ اَلْجَلُّ

Kamus-ı Muhit - الجل maddesi

اَلْجَلُّ [el-cell] (cîm’in fethiyle) Bu dahi dâbbeyi çullamak maʹnâsınadır; tekûlu: جَلَلْتُ الدَّابَّةَ جُلًّا إِذَا أَلْبَسْتَهَا الْجُلَّ

اَلْجِلُّ [el-cill] (cîm’in kesri ve fethiyle) جَلِيلٌ [celîl] maʹnâsınadır ki ulu ve ʹazîm demektir. Ve hurde ve dakîk olmayan şey΄e denir ki iri ve büyük demek olur; ve minhu yukâlu: مَا لَهُ دِقٌّ وَلَا جِلٌّ أَيْ دَقِيقَةٌ وَلَا جَلِيلَةٌ Ve büyük döşeme ve kilim makûlesine ıtlâk olunur ki palâs makûlesine mukâbildir. Ve hasâd olan ekinin kamışına denir ki anız taʹbîr olunur, Fârisîde sibârî derler ve bunda cîm’in zammıyla ve fethiyle câ΄izdir.

اَلْجُلُّ [el-cull] (cîm’in zammıyla) جُلَالٌ [culâl] gibi bir şey΄in vâfir ve muʹzamına denir; yukâlu: أَخَذَ جُلَّهُ وَجُلَالَهُ وَكِبْرَهُ أَيْ مُعْظَمَهُ Ve

جُلٌّ [cull] Dâbbe çuluna denir; çul جُلٌّ [cull] muharrefidir. Cîm’in fethiyle de câ΄izdir, cemʹi جِلَالٌ [cilâl]dir cîm’in kesriyle ve أَجْلَالٌ [eclâl]dir; yukâlu: رَفَعَ جُلَّ الْفَرَسِ أَيْ مَا يَلْبَسُهُ لِيُصَانَ بِهِ Mütercim der ki Râġib’in Mufredât’ta beyânına göre جُلٌّ [cull] kendisiyle muʹzam-ı şey΄ örtülecek pûşişe denir, cull-i feres ve culle-i temr bu maʹnâdandır, صَحِيفَةٌ [ṡaḩîfet] maʹnâsına olan مَجَلَّةٌ [mecellet] dahi bundandır, ke-mâ se-yuzkeru. Ve

جُلٌّ [cull] (kezâlik feth ve zammla) Yâsemîn dedikleri çiçeğe denir. Ve verd ismidir ki gül taʹbîr olunan maʹrûf şükûfedir, gerek ak ve kırmızı ve sarı olsun; müfredi جُلَّةٌ [cullet]tir. Şârihin beyânına göre gul-i Fârisî muʹarrebidir. Ve

جُلٌّ [Cull] Vâḵiṡa kurbünde bir su adıdır. Ve Cull b. Ḩiḵḵ, Ṯayyi΄ kabîlesi nesebindendir. Ve

جُلٌّ [cull] Çadır ve alaçık ve binâ kurulan yere denir ki oba yeri olacaktır; yukâlu: جُلُّ بَيْتِكَ أَيْ حَيْثُ ضُرِبَ وَبُنِيَ

Vankulu Lugatı - الجل maddesi

اَلْجَلُّ [el-cell] (cîm’in fethi ve lâm’ın teşdîdiyle) Gemi yelkeni, bâdbân-ı keştî maʹnâsına.

اَلْجِلُّ [el-cill] (cîm’in kesriyle) Ekinin hasâd hâlinde olan kumaşına derler. Ve

جِلٌّ [cill] Celîl maʹnâsına da gelir; yukâlu: مَا لَهُ دِقٌّ وَلَا جِلٌّ أَيْ دَقِيقٌ وَلَا جَلِيلٌ

اَلْجُلُّ [el-cull] (cîm’in zammı ve lâm’ın teşdîdiyle) Davar çulu,pûşiş-i sütûr maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı