اَلْخُصْبُ [el-ḣuṡb] (ḣâ’nın zammıyla) Cânib maʹnâsınadır. Cemʹi أَخْصَابٌ [aḣṡâb] gelir. Ve
خُصْبٌ [ḣuṡb] Dağlara mahsûs ak yılana denir.
اَلْخَصْبُ [el-ḣaṡb] (ḣâ’nın fethi ve ṡâd’ın sükûnuyla) Hurmânın en evvel çıkan yemişine denir, talʹ maʹnâsına. Ve hurmâ ağacına denir, nahl maʹnâsına; ʹalâ-kavlin meyvesi çok olan hurmâ ağacına denir. Müfredi خَصْبَةٌ [ḣaṡbet]tir hâ’yla. Ve
خَصْبَةٌ [ḣaṡbet] Ucuzluk yere denir; yukâlu: أَرْضٌ وَأَرَضُونَ خَصْبَةٌ Bu yâ masdardır, mübâlagaten vasf olmuştur yâhûd خَصِبَةٌ [ḣaṡibet]ten ki فَرِحَةٌ [feriḩat] veznindedir, muhaffef olmuştur.
اَلْخِصْبُ [el-ḣiṡb] (ḣâ’nın kesri ve ṡâd’ın sükûnuyla) Ucuzluk, bolluk, kesret-i ʹuşb ve rifâgat-ı ʹayş maʹnâsınadır ki ifâza-i semâvî sebebiyle ekinler ve bâg ve bâgçeler reyyân ve çayırlar ve çemenler firâvân olmaktan ʹibârettir. Cemʹi أَخْصَابٌ [aḣṡâb] gelir; yukâlu: بَلَدٌ بِهِ خِصْبٌ أَيْ كَثْرَةُ الْعُشْبِ وَرَفَاغَةُ الْعَيْشِ Ve mübâlagatan vasf olur; yukâlu: بَلَدٌ خِصْبٌ وَأَخْصَابٌ Ke-mâ yukâlu: بَلَدٌ سَبْسَبُ وَسَبَاسِبُ وَرُمْحٌ أَقْصَادٌ Eczâ΄ iʹtibârına mebnîlerdir; ve yukâlu: أَرْضٌ خِصْبٌ وَأَرَضُونَ خِصْبٌ وَخِصْبَةٌ Ve
خِصْبٌ [ḣiṡb] Masdar olur, ucuzluk olmak maʹnâsına; yukâlu: خَصِبَ الْمَكَانُ وَخَصَبَ خِصْبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالثَّانِي اِذَا صَارَ ذَا خِصْبٍ Pes خِصْبٌ [ḣiṡb] lafzı ism ve masdar ve vasf olur.
اَلْخِصْبُ [el-ḣiṡb] (kesr-i ḣâ ile) جَدْبٌ [cedb]in nakîzidir ki جَدْبٌ [cedb] kıtlığa derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı