el-ḣaṡim ~ اَلْخَصِمُ

Kamus-ı Muhit - الخصم maddesi

اَلْخَصِمُ [el-ḣaṡim] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Cidâl ve husûmeti şedîd adama denir; yukâlu: رَجُلٌ خَصِمٌ أَيْ مُجَادِلٌ Cemʹi خَصِمُونَ [ḣaṡimûn] gelir.

اَلْخُصْمُ [el-ḣuṡm] (ḣâ’nın zammıyla) Cânib maʹnâsınadır; tekûlu: ضَعْهُ فِي خُصْمِهِ أَيْ جَانِبِهِ Ve bir nesnenin köşesine denir; yukâlu: وَقَعَ الْمَتَاعُ فِي خُصْمِ الْوِعَاءِ أَيْ زَاوِيَتِهِ Ve nâhiye maʹnâsınadır; yukâlu: قَعَدَ فِي خُصْمٍ أَيْ نَاحِيَةٍ Ve tulumun ve meşkin aşağı ağzı tarafında olan ucuna denir ki dip tarafı olacaktır; yukarı tarafına عُصْمٌ [ʹuṡm] denir; cemʹi أَخْصَامٌ [aḣṡâm] ve خُصُومٌ [ḣuṡûm] gelir; yukâlu: أَخَذَ بِخُصْمِ الرَّاوِيَةِ وَعُصْمِهَا فَرَفَعَهَا أَيْ بِطَرَفِهَا الْأَسْفَلِ وَبِطَرَفِهَا الْأَعْلَى Ve أَخْصَامُ الْعَيْنِ [aḣṡâmu’l-ʹayn] gözün kirpik yumulan kenârlarına ıtlâk olunur ki kirpik dipleri olur.

اَلْخَصْمُ [el-ḣaṡm] (ḣâ’nın fethiyle) Masdardır ki zikr olundu, nizâʹ ve cidâl eylemek maʹnâsına; ve minhu kırâ΄atu Ḩamze: “وَهُمْ يَخْصِمُونَ” بِكَسْرِ الصَّادِ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي Ve

خَصْمٌ [ḣaṡm] مُخَاصِمٌ [muḣâṡim] maʹnâsına olur ki vasf bi’l-masdar olur;cemʹi خُصُومٌ [ḣuṡûm] gelir ve gâh olur ki müfred ve tesniye ve cemʹ ve müzekker ve mü΄ennesi müsâvî olur. Bu mücmelin mufassalı budur ki خَصْمٌ [ḣaṡm] lafzı fi’l-asl vech-i mezkûr üzere masdardır ve gâhîce bir kimse mübâlagaten vasf olup مُخَاصِمٌ [muḣâṡim] maʹnâsına olur.Eger masdariyyet ciheti maktûʹu’n-nazar olup vasfiyyeti melhûz ve muʹteber olursa tesniyelenip cemʹlenir ve eger vasf olup masdariyyet ciheti melhûz olursa müfred ve tesniye ve cemʹi ve müzekker ve mü΄ennesi müsâvî olur.

Vankulu Lugatı - الخصم maddesi

اَلْخَصِمُ [el-ḣaṡim] (ḣâ’nın fethi ve ṡâd’ın kesriyle) Şedîdü’l-husûmet olan kimse.

اَلْخُصْمُ [el-ḣuṡm] (ḣâ’nın zammı ve ṡâd’ın sükûnuyla) Yükün bir cânibi, عِدْلٌ [ʹidl] maʹnâsına. Ve yükün bir kûşesine dahi derler. Ve bi’l-cümle her nesnenin cânibine خُصْمٌ [ḣuṡm] derler: يُقَالُ لِلْمَتَاعِ إِذَا وَقَعَ فِي زَاوِيَةِ الْوِعَاءِ وَفِي جَانِبِ الْوِعَاءِ مِنْ خُرْجٍ اَوْ جُوَالِقٍ أَوْ عَيْبَةِ قَدْ وَقَعَ فِي خُصْمِ الْوِعَاءِ وَفِي زَاوِيَةِ الْوِعَاءِ

اَلْخَصْمُ [el-ḣaṡm] (ḣâ’nın fethi ve ṡâd’ın sükûnuyla) Maʹrûftur. Ve bunda cemʹ ve mü΄ennes berâberdir, aslında masdar olduğundan ötürü. Ve ʹArab tâ΄ifesinden baʹzı خَصْمٌ [ḣaṡm]ı tesniye ve cemʹ kılar.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı