الذَّرْآنِيُّ [ež-žer΄âniyy] (žâl’ın fethi ve râ’nın sükûnuyla فَرْغَانَيٌّ [ferġâniyy] vezninde ve fethateynle câ΄izdir) Ziyâdesiyle beyâz olan tuza denir; yukâlu: مِلْحٌ ذَرْآنِيٌّ وَذَرَآنِيٌّ أَيْ شَدِيدَةُ الْبَيَاضِ Bu tuz Hacı Bektaş tuzu dedikleridir. Ve ذَرْآنِيٌّ [žer΄âniyy] kelimesi, ذُرْأَةٌ [žur΄et] mâddesinden me΄hûzdur ki beyâz-ı re΄s maʹnâsınadır; tagyîr-i neseb için elif ve nûn ziyâde olunmuştur. مِلْحٌ أَنْذَرَانِيٌّ taʹbîri, lahn-ı ʹavâmdan olmakla tekellümünden mü΄ellif وَلاَ تَقُلْ أَنْذَرَانِيٌّ ʹunvânıyla nehy eylemiştir.
اَلذَّرْآنِيُّ [ež-žer΄âniyy] (žâl’ın fethi ve râ’nın sükûnu ve fethiyle ki lügattır) Şol tuzdur ki gâyet ebyaz ola. Ve
ذَرَأٌ [žere΄] Gazab maʹnâsına da gelir; yukâlu: ذَرِئَ الرَّجُلُ أَيْ غَضِبَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı