اَلسَّلْسُ [es-sels] (sîn’in fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Şol ipe denir ki ona küçük kızlar beyâz boncuk dizip kılâde ederler, ʹalâ-kavlin küpeye denir.
اَلسَّلاَسَةُ [es-selâset] (sîn’in fethiyle) İsmlerdir, inkıyâd ve mülâyemete denir ki genezlik ve yavaşlık taʹbîr olunur; yukâlu: فِيهِ سَلَسٌ وَسَلاَسَةٌ أَيْ سُهُولَةٌ وَانْقِيَادٌ
اَلسَّلِسُ [es-selis] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Sehl ve mülâyim ve münkâd olan şey΄e denir, insân ve hayvân ve sâ΄ir nesne olsun; yukâlu: هُوَ سَلِسٌ أَيْ سَهْلٌ لَيِّنٌ مُنْقَادٌ
اَلسَّلْسُ [es-sels] (sîn’in fehi ve lâm’ın sükûnuyla) Şol iptir ki ona ak boncuklar dizerler ve onu ekser câriye takınır.
اَلسَّلَسُ [es-seles] (fethateynle) ve
اَلسَّلَاسَةُ [es-selâset] (sîn’in fethiyle) Âsânlık.
اَلسَّلِسُ [es-selis] (sîn’in fethi ve lâm’ın kesriyle) Âsân olan nesne; yukâlu: شَيْءٌ سَلِسٌ Ve
سَلِسٌ [selis] Sidiğin tutmayan kimseye de derler; yukâlu: فُلَانٌ سَلِسُ الْبَوْلِ إِذَا كَانَ لَا يُمْسِكُهُ Ve
سَلِسٌ [selis] Recül-i mutîʹe dahi derler; yukâlu: رَجُلٌ سَلِسٌ أَيْ لَيِّنٌ مُنْقَادٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı