es-sekn ~ اَلسَّكْنُ

Kamus-ı Muhit - السكن maddesi

اَلسَّكْنُ [es-sekn] (sîn’in fethi ve kâf’ın sükûnuyla) Bir hânede sâkin olan eşhâsa denir ki ism-i cemʹidir yâhûd سَاكِنٌ [sâkin]in cemʹidir; yukâlu: هُمْ سَكْنُ الدَّارِ أَيْ أَهْلُهَا

اَلسَّكَنُ [es-seken] (fethateynle) ve

اَلسُّكْنَى [es-suknâ] (بُشْرَى [buşrâ] vezninde) إِسْكَانٌ [iskân]dan ismlerdir; tekûlu: دَبَّرَ لِي فُلَانًا سَكَنًا وَسُكْنًى Ve

سَكَنٌ [seken] Âteşe ıtlâk olunur. Ve medâr-ı sükûn u ârâm olan nesneye denir, hâne ve ehl ve ʹayâl gibi; yukâlu: هُوَ سَكَنٌ لَهُ وَهُوَ مَا يُسْكَنُ إِلَيْهِ Ve bir recül adıdır; baʹzen kâf’ı iskân olunur. Ve

سَكَنٌ [seken] Rahmet ve bereket maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: هُوَ سَكَنٌ لَهُمْ أَيْ رَحْمَةٌ وَبَرَكَةٌ

Vankulu Lugatı - السكن maddesi

اَلسَّكْنُ [es-sekn] (sîn’in fethi ve kâf’ın sükûnuyla) Bir evde sâkin olan kimseler. Ve fi’l-hadîsi: “حَتَّى إِنَّ الرُّمَّانَةَ لَتُشْبِعُ السَّكْنَ”

اَلسَّكَنُ [es-seken] (fethateynle) Âteş, nâr maʹnâsına. Ve

سَكَنٌ [seken] Şol nesneye derler ki ona sığınıp onunla ârâm ederler, ev gibi ve ehl ve ʹayâl gibi. Ve فُلَانُ ابْنُ السَّكَنِ derler, mezbûrlardan münfekk olmamak maʹnâsına. Ve Aṡmaʹî bunda kâf’ı sâkin kılar.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı