eş-şaṯbet ~ اَلشَّطْبَةُ

Kamus-ı Muhit - الشطبة maddesi

اَلشَّطْبَةُ [eş-şaṯbet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Tâze ve yeşil hurmâ dalına denir, zikr olunan شَطْبٌ [şaṯb] kelimesi جَرِيدٌ [cerîd] iʹtibârıyla ve bu, سَعَفَةٌ [seʹafet] iʹtibârıyladır. Ve شَطْبَةٌ [şaṯbet] kılıca ıtlâk olunur.

اَلشُّطْبَةُ [eş-şuṯbet] (جُرْعَةٌ [curʹat] vezninde) ve

اَلشُّطَبَةُ [eş-şuṯabet] (هُمَزَةٌ [humezet] vezninde) Bunlar da kılıcın yüzünde olan uzun uzun tarîkaya denir. Baʹzı kılıcın sırtında ve yüzlerinde zih gibi uzun uzun tarîkalar ederler ve zağlı ve cevherli kılıcın yüzlerinde dahi uzun uzun tarîkalar olur ki suyu ve cevheri olacaktır. شُطَبَةٌ [şuṯabat] bu iki vechle olan zihlere ve tarîkalara denir. Hattâ Kitâbu’l-Faṡîḩ şerhinde شَطَبُ السَّيْفِ خُطُوطٌ وَطَرَائِقُ يَلْمَعُ فِي مَتْنِهِ مِنْ شِدَّةِ جَرَيَانِ مَائِهِ وَصَفَاءِ فِرِنْدِهِ ʹibâresiyle mübeyyen olmakla mahzâ kılıcın sırtında uzun uzun cevher taʹbîr ettikleri suyu olmuş olur.

اَلشِّطْبَةُ [eş-şiṯbet] (şîn’in kesriyle) Nihâl, serv-i sehî gibi bülend ve mevzûn-kâmet olan tâze ve nâzük-beden ve nâzenîn mahbûbeye denir; yukâlu: جَارِيَةٌ شِطْبَةٌ أَيِ الْحَسَنَةُ الْغَضَّةُ الطَّوِيلَةُ Ve şol etine dolu kısrağa denir ki kâlıbdan dökülmüş gibi her yeri uygun ve eti ve endâmı düzgün ola, şöyle ki balık gibi ola. Bunda şîn’in fethiyle de câ΄izdir. Ve

شِطْبَةٌ [şiṯbet] Zağlı kılıcın yüzünde olan uzun uzun tarîkaya denir ki suyu ve cevheri olacaktır. Cemʹi شُطُوبٌ [şuṯûb] gelir ve شُطَبٌ [şuṯab] gelir, غُرَفٌ [ġuraf] vezninde ve شُطُبٌ [şuṯub] gelir, كُتُبٌ [kutub] vezninde. Ve

شِطْبَةٌ [şiṯbet] Devenin hörgücünden uzunluğuna kesilen kıtʹaya denir.

Vankulu Lugatı - الشطبة maddesi

اَلشَّطْبَةُ [eş-şaṯbet] (şîn’in fethi ve ṯâ’nın sükûnuyla) Tâze hurmâ budağı. Ve uzun boylu ʹavrete dahi ıtlâk olunur; yukâlu: جَارِيَةٌ شَطْبَةٌ أَيْ طَوِيلَةٌ

اَلشُّطْبَةُ [eş-şuṯbet] (şîn’in zammı ve ṯâ’nın sükûnuyla) شُطْبٌ [şuṯb]un vâhidi, mislu: صُبْرَة ve صُبَر [ṡuber].

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı